Examples of using Pusu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu pusu meselesi de ne?
Bu korktuğum pusu avı gibi gelmeye başlıyor.
Adaylık için, pusu raporunda durum kontrolü yapıyordum.
Hondo Geçitinde onlara pusu kuracağız. Kiminle?
Birader Wang, kardeşin Pusu Evi içinde öldürüldü!
Pusu Evindeki sahte olan!
Ama tanrım, Pusu Evine gitmiş olmalı.
Prensim, Liste Pusu evinde değilmiş!
Pusu sırasında, kolundan yaralandı.
Pusu tehlikesi yok mu?
Bu pusu ne ayak böyle?
Pusu'' ile kastettiğiniz bu muydu?
İpucu arıyorlar, konvoya pusu kurulan alanda inceleme yapıyorlar.
Genellikle pusu kurarak ve hafif olduklarından geyikleri avlarlar.
Pusu sırasında telefonlarımızı pinglemiş olabilirler.
Sasaniler, pusu korkusundan zorlu arazilerin ötesinde onları takip etmediler.
Fakat depodaki pusu hakkında hiçbir şey hatırlamıyordu.
Pusu kurulmuş!
Avlarına pusu kurarlar ve dişlerindeki zehirle öldürürler.
Pusu kuracağımız nokta.