RASTLADI in English translation

came
gelin
hadi
gelir
gelip
haydi
gelen
cevap
gelecek
gel
çıktı
ran into
rastladı
rastlarsak
doğru koşan
girerse
met
tanış
buluşuruz
karşılamak
görüşmek
buluş
karşınızda
bumped into
rastladım
çarptığımda
found
bulmak
bulacağım
bulun
bulalım
buluyorum
bulayım
stumbled
tökezlediğini
rastladılar
sendeleyerek
hata
tesadüfen
denk
kyieın
rastlarlar
takıldığı
saldirdiysa
run into
rastladı
rastlarsak
doğru koşan
girerse

Examples of using Rastladı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bunu yapmamalıydım. Ama Jede kendisi rastladı.
But she bumped into Jed herself. I shouldn't have done that.
Major birden fazla defa zombi olduğuna inandığı kişilere rastladı.
More than once now, Major's run into people and he's just utterly convinced they're zombies.
dört salımız girdaba rastladı.
one of our rafts ran into an eddy.
Jean-Baptiste bana Saigon yakınlarında büyüdüğüm evde rastladı.
Jean-Baptiste met me at the house where I grew up, near Saigon.
Major birden fazla zombi defa olduğuna inandığı kişilere rastladı.
More than once now, Major's run into people and he's just utterly convinced they're zombies.
Baba? Babasına işte o zaman rastladı.
That's when he ran into his father.-Dad?
Julio dişçiye giderken Tenocha rastladı.
Julio ran into Tenoch on the way to the dentist.
Slade, Bosnadaki BM misyonunda ona rastladı.
Slade ran into him on a UN mission in Bosnia.
Tom başka bir arabaya rastladı.
Tom ran into another car.
Böylece bana rastladı ve Starlight Lounge de yanıma yanaştı.
And so he came up to me and approached me in the Starlight Lounge.
İçeri girdiğimizde bize rastladı. Pedere elveda.
Runs into us, we walk in, priest is adios.
Kıza rastladı ve deli gibi aşık oldu.
He met her and fell madly in love.
Böylece bana rastladı ve Starlight Lounge de yanıma yanaştı.
And approached me in the Starlight Lounge. And, uh, so he came up to me.
Bana rastladı. Çünkü daha sonra, hapishanede.
He ran into me. Because later, as a prisoner.
Bana rastladı. Çünkü daha sonra, hapishanede.
As a prisoner… he ran into me. Because later.
Bana rastladı. Çünkü daha sonra, hapishanede.
Because later… as a prisoner… he ran into me.
Ve üç köpekbalığına rastladı. babası okyanusa yüzdü.
Then Nemo's dad, he swims out to the ocean and they bump into three sharks.
Birkaç arkadaşına rastladı. O kalacakmış.
He ran into some friends. Oh, he's staying.
Bir gün koridorda Bay Woodhousea rastladı ve hemen en yakın sınıfa daldı.
On this particular day he ran into Mr Woodhouse… and ducked into the nearest class.
Harvarddaki bir partide… Bayan Susannah Finncannona rastladı ve oracıkta ona aşık oldu.
At a Harvard tea for Amy Lowell… he met and instantly loved Miss Susannah Finncannon.
Results: 152, Time: 0.0375

Rastladı in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English