SINIRLAMA in English translation

restraining
dizginlemek
bağlamak
zaptedin
zapt
engelleyin
kısıtlamak
restrictions
restriksiyon
kısıtlama
sınırı
sınırlaması
yasağı
bir restriksiyon
containment
muhafaza
karantina
koruma
kapsama
önleme
sınırlama
çevreleme
limiting
sınır
sınırlamamız
kısıtlaması
limitation
sınırlama
sınırlandırılması
kısıtlama
bir limit
the confinement
sınırlama
boundary
sınır
hudut
sınırlama
boundary diye
limit
sınır
sınırlamamız
kısıtlaması
restriction
restriksiyon
kısıtlama
sınırı
sınırlaması
yasağı
bir restriksiyon
restraining-shmaining

Examples of using Sınırlama in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Albertonun sınırlama emri var.
Alberto has got a restraining order.
Sınırlama protokolü devrede.
Containment protocol's holding.
Sınırlama yok, istediğin yere gidebilirsin.
No restrictions, you could go where you wanted.
SSCB ile ABD arasında kısa adı SALT olan Stratejik Silahları Sınırlama Antlaşması imzalandı.
May 26 The United States and Soviet Union sign the SALT-1 strategic arms limitation treaty.
Kim demiş? Sınırlama kuralını biliyorum, Red?
Restraining-shmaining, I mean, I know about the restraining order, Red, Says who?
Sınırlama emrini ihlal ettin.
You have violated a restraining order.
Yeni sınırlama alanımızı denemenin tam zamanı.
It's expanding.- Time to test your new containment fields.
Bu kadar kural ve sınırlama yeter, tamam mı?
Enough with these rules and restrictions, right?
Sınırlama ışınını gücünü arttır.
Increase power to the confinement beam.
Babamın çok ciddi sınırlama sorunları var.
My dad has some serious- boundary issues that I.
Sanırım bu hırs ve sınırlama bizi yeniden Yani.
ambition… and limitation. So.
Hiçbir sınırlama yok.
There's no limit.
Burada alkol tüketiminde sınırlama olduğunun farkındasın, değil mi?
You do realize that there are restrictions on alcohol consumption's at this station?
Cezanız 95 günlük sınırlama ve 95 liyakatsızlıktır.
Your punishment will be 95 days' restriction and 95 demerits.
Şu anda önceliğimiz sınırlama.
Containment is our priority right now.
beni eve sınırlama emriyle karşıladın.
you welcomed me home with a restraining order.
Bir araya getirecek. Sanırım bu hırs ve sınırlama bizi yeniden Yani.
So… and limitation. I guess this brings us back full circle, ambition.
Gördün mü? Sınırlama yok?
No limit. See?
Şimdi garson kız sana kaç tane sınırlama emri uygulattı?
So how many restraining orders does the waitress have on you?
Bu kadar kural ve sınırlama falan bulunmamalı.
There shouldn't be all these rules and restrictions.
Results: 148, Time: 0.0308

Top dictionary queries

Turkish - English