SIRILSIKLAM in English translation

all wet
sırılsıklam
ıslak
tamamen ıslandın
her şey lslak
wet
ıslak
sırılsıklam
yağmur
dalgıç
sulu
ıslanmış
ıslat
nemli
soaked
ıslat
suya
ıslanmış
emme
sırılsıklam et
emmesine
drenched
sırılsıklam
ıslatmamı
soggy
ıslak
vıcık vıcık
hantal
çamurlu
sırılsıklam
ıslandın
hamur gibi
yumuşatıyor
sodden
sırılsıklam
içinde sırılsıklam
soaking
ıslat
suya
ıslanmış
emme
sırılsıklam et
emmesine
drench
sırılsıklam
ıslatmamı

Examples of using Sırılsıklam in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Yağmurdan sırılsıklam olmuştum, daha sonrada titremeye başladım.
I was drenched by the rain, and I began to shiver afterwards.
Sırılsıklam oldum. Bu takımı ödünç almıştım.
I'm all wet. I borrowed this suit.
Beni burada sırılsıklam bırakıp uyuyun!
Go up and sleep, leaving me soaking wet here!
kalkanları sırılsıklam olup ağırlaştı.
their shields became soaked.
Bay Sırılsıklam Pantolon.
Mr. Soggy Pants.
Bir maymunun sırılsıklam âşık olduğunu izlemek eğlenceli olacak.
A monkey head over heels in love. It will be pretty fun to watch.
Yağmurdan sırılsıklam olmuştum, daha sonrada titremeye başladım.
And I began to shiver afterwards. I was drenched by the rain.
Sırılsıklam olduğu için pek okuyamıyor.
She has trouble reading it, because it's wet.
Sırılsıklam olmuşsun, dostum. Mowbray.
Mowbray. You're all wet, man.
Arabanızı yıkadığımız için sırılsıklam olduk, Bay Thrustbone.
We're soaking wet from washing your car, Mr. Thrustbone.
Usta Wen olmasa dışarıda sırılsıklam olurduk.
If not for Master Wen, we will be soaked outside.
Yaprakları ipeğin içinde sırılsıklam Ophelia.
Ophelia. Leaves, sodden in silk.
Sırılsıklam olmuşsun.
You are soaking.
Meemaw, sana Bay Sırılsıklam Pantolon derdi. Evet.
Meemaw used to call you Mr. Soggy Pants. Oh, yes.
Joeya sırılsıklam âşık olmamdan mı?- Neden korkuyorsun?
That I will fall head over heels for Joe? What are you afraid of,?
Tüm alan sırılsıklam oldu… ve bu şeyden yükselen buhar inanılmaz.
The entire area is drenched and the steam coming off this thing is unbelievable.
Mowbray. Sırılsıklam olmuşsun, dostum.
Mowbray. You're all wet, man.
Sırılsıklam olmuşsun. Büyük bir sorunumuz var!
You're wet. We have got trouble!
Cheryl dışarı çıkınca sırılsıklam oldu.
she got out and she was soaking wet.
Kıçın ıslanacak. Sırılsıklam oldu bile.
Your ass is gonna get wet. It's already soaked.
Results: 535, Time: 0.0304

Top dictionary queries

Turkish - English