Examples of using Sırt çantamı in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sırt çantamı önden takıyorum ve sokak dansı yapıyorum!
Erol sırt çantamı trenin üstüne fırlattı.
Sanırım sırt çantamı yolda unuttum.
Evet, ta ki bu ufaklık sırt çantamı talan edene kadar.
Sadece biraz… Sadece sırt çantamı dolduracak kadar.
Portakal… Sırt çantamı açar açmaz.- Bir devin içine fırlatıldı.
Portakal… Sırt çantamı açar açmaz.- Bir devin içine fırlatıldı.
Nasıl oldu? Sırt çantamı açar açmaz suratında patlayan portakal suyu sayesinde?
Döneceğim ve sırt çantamı biraz sonra alacağım. Evet, gitmeyi düşünüyordum.
daha sonra döner sırt çantamı alırım.
Dostum, çok sorun olmayacaksa sırt çantamı takmama yardım eder misin?
Rasta saçlı herifin sırt çantamı alıp da kaçtığı zamanı hatırlıyor musun? Onu takip etmiş ve sokağın ortasında bir anda Jason Stathamcılık oynamıştın?
Evet, Sırt çantasından bir şeyler düşeceğini biliyordum.
Evet, sırt çantam var.
O sırt çantasından ölü fare çıkmıştı.
Hoş sırt çantası, Kent.
Sırt çantasının tepesinde.
Sırt çantasıyla Avrupayı gez.
Sırt çantalı adam.
İnsanlar, sırt çantanı nasıl buldu?