SAÇMALAMA in English translation

nonsense
saçmalık
safsata
saçmalama
anlamsız
zırvaları
bullshit
saçmalık
palavra
zırva
boktan
yalan
uydurma
saçmalamak
ridiculous
saçma
gülünç
komik
saçmasapan
rezalet
saçmalama
silly
aptal
saçma
şapşal
salak
sersem
budala
gülünç
şaşkın
ahmak
saçmalama
not
değil
yok
sakın
hiç
olmaz
pek
hayır
henüz
etme
bilmiyorum
oh don't be ridiculous
shit
bok
lanet
pislik
boktan
hassiktir
şey
hasiktir
mal
berbat
kahretsin
rubbish
saçmalık
çöp
berbat
süprüntü
saçmalama
zırvaları
çerçöp
cut the crap
saçmalamayı kes
saçmalığı kes
zırvalamayı kes
kes zırvayı
kes palavrayı
saçmalığı kesin
zırvalamayı keselim
martavalı kes
oh don't be silly
oh don't be absurd

Examples of using Saçmalama in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Rosalie saçmalama. Kırmızıdan biraz versene.
Don't talk nonsense, Rosalie. Give me a glass of red.
Saçmalama, seni sevdiğim için evlendim?
You didn't marry me just for that, did you?
Saçmalama. Neden başkalarına ihtiyacımız olsun ki?
What do we need other people for? Don't be silly.
Saçmalama. O ismin çoktan kapıldığına eminim.
I'm sure that name's already taken. Don't be ridiculous.
Sen ne yaptığını bilmiyorsun. Saçmalama, Watson.
What you're doing. You don't know Nonsense. Watson.
İddaya var mısın?- 100 Saçmalama.
You got a bet.- A hundred.- Bullshit.
Hayır, saçmalama. Bu araba.
No, rubbish. it's… it's.
Saçmalama, hangi ölü bizim Victorla evlenir ki?
Oh, don't be ridiculous. What corpse would marry our Victor?
Saçmalama Ram, biz ondan büyüğüz, dostum.
Shit, Ram, we're seniors, man.
Saçmalama! Şimdiye kadar neden beklediniz?
Don't talk nonsense! Why wait until now?
Hayır, saçmalama. Dozu iki katına çıkaracağız.
We're going to double your medication… No, silly.
Saçmalama. Kötü adamları sen öldürmezsen, kim öldürecek?
If you don't kill the bad guys. who will?
Saçmalama. Her gün uçurumun kenarındayız zaten, Doktor.
We're in the line of fire every day, Doctor. Don't be ridiculous.
Hey. Leydinin nesi var? Saçmalama.
Hey, what's the matter with Lady?- Nonsense.
Kredi kartını ben aldım, tamam mı? Saçmalama!
Bullshit. I got us the credit card, okay?
Saçmalama Pickering.
Rubbish, Pickering.
Saçmalama Mozzie.
Cut the crap, mozzie.
Bir daha saçmalama. Bak baba.
Look, dude, no more shit.
Saçmalama! Kızım olman için çok fazla yaşlısın.
You're far too old to be my daughter.- Oh, don't be ridiculous.
Saçmalama! Şimdiye kadar neden beklediniz?
Why wait until now? Don't talk nonsense!
Results: 1572, Time: 0.044

Top dictionary queries

Turkish - English