SABIRSIZLIKLA BEKLIYORUM in English translation

i look forward
dört gözle bekliyorum
sabırsızlanıyorum
iple çekiyorum
sabırsızlıkla bekliyorum
i can't wait
sabırsızlanıyorum
bekleyemem
bekleyemeyeceğim
bekleyemiyorum
i can hardly wait
sabırsızlıkla bekliyorum
çok sabırsızlanıyorum
çok zor bekleyebilirim
i am eagerly awaiting
to look forward to
dört gözle beklediğim
sabırsızlıkla bekliyorum
iple
i̇leriye yönelik bakıiması gereken
ileriye bakmak için bu , bana bir neden veriyor
i cannot wait
sabırsızlanıyorum
bekleyemem
bekleyemeyeceğim
bekleyemiyorum
really looking forward

Examples of using Sabırsızlıkla bekliyorum in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Diyor ki: İŞİNE GERİ DÖN! Sabırsızlıkla bekliyorum.
He says,"Get back to work! Oh, I can't wait.
Ve hepinizle bu macerayı üstlenmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
And I look forward to undertaking this adventure with you all.
Tanrım, onun kıçını tekmelemeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
God, I cannot wait to kick his ass.
Mistik özelliği olan bir noktadayız.- Sabırsızlıkla bekliyorum.
We're at the center of a mystical convergence here. i can hardly wait.
Wan Chaiye egemen olmanı sabırsızlıkla bekliyorum.
I can't wait to see you take over Wan Chai.
O kadından uzaklaşmayı sabırsızlıkla bekliyorum.
I cannot wait to get away from that woman.
Uh, sabırsızlıkla bekliyorum.
Uh, I can hardly wait.
Georgetowna gidip, üniversiteli erkeklerle çıkmayı sabırsızlıkla bekliyorum.
I can't wait to go to Georgetown and start dating college boys.
O şeyin açılıp kafanı koparmasını sabırsızlıkla bekliyorum.
I cannot wait until that thing turns on and cuts your head off.
Peki. Sabırsızlıkla bekliyorum.
Okay. I can hardly wait.
Bunu yapıyoruz yani öyle mi?- Sabırsızlıkla bekliyorum.
So, we're doing this, huh? I can't wait.
Harika olacak. Sabırsızlıkla bekliyorum.
I can't wait. It's going to be awesome.
Bir fizyoterapiste masaj yapmanı sabırsızlıkla bekliyorum.
I can't wait to see you giving the physical therapist a massage.
Donnanın koca kıyafetlerini dolaptan çıkarmasını sabırsızlıkla bekliyorum.
I can't wait until all of Donna's giant clothes are out of the closet.
Geleceği sabırsızlıkla bekliyorum.
I'm looking forward to the future.
Buluşmayı sabırsızlıkla bekliyorum.
Look forward to meeting you.
Sabırsızlıkla bekliyorum öğleden sonra kaçamağını.
Looking forward to a little afternoon delight.♪.
Sunuşunu sabırsızlıkla bekliyorum.
I look forward to your presentation.
Senin düşüncelerini sabırsızlıkla bekliyorum Bayan Editör.
I eagerly await your thoughts, Madam Editor.
Sabırsızlıkla bekliyorum.
I'm waiting impatiently.
Results: 408, Time: 0.0432

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English