SADECE BIR ÖPÜCÜKTÜ in English translation

• it was just a kiss
• was only a kiss

Examples of using Sadece bir öpücüktü in Turkish and their translations into English

Sadece bir öpücüktü.
Twas only a kiss.

Sakin ol, sadece bir öpücüktü.
Calm down, it was only a kiss.

Sadece bir öpücüktü ve kimseye asla ama asla anlatmayacağız çünkü bitti.
It was just a kiss, and we are never, ever going to tell anyone because it's over.

Sadece bir öpücüktü ve salyamızın uyuştuğunu da sanmıyorum o yüzden konuşmaya
It was just a kiss, and i don't even think our saliva was compatible,

Kızlar sana anlatıp anlatmamamda kararsızdılar çünkü sadece bir öpücüktü ve hiçbir anlamı yoktu.
And the girls didn't know if I should even tell you… because it was just a kiss and it means nothing.

Kızlar sana söyleyip söylememem gerektiğinden emin değil… çünkü sadece bir öpücüktü ve önemsizdi.
And the girls didn't know if I should even tell you… because it was just a kiss and it means nothing.

Kumarhaneler değildi, Stillson değildi, sadece bir öpücüktü… Ninadan gelen o tek bir seferlik öpücüktü..
Not casinos, not Stillson, just a kiss… the one and only kiss from Nina.

Yalnız'' çocuk demeye çalışıyorsun ve bu bir ilişki değildi sadece bir öpücüktü ve bu da bunun Chuckla olmasını ne kadar istediğimi görmemi sağladı.
It's lonely boy, and it wasn't an affair… just a kiss, which made me see how much I wished it was with Chuck.

Sadece bir öpücüktü.
Hector It was just a kiss.

Sadece bir öpücüktü.
And it was just a kiss.

Sadece bir öpücüktü.
It was just a kiss.

Sadece bir öpücüktü.
It was a kiss.

Sadece bir öpücüktü.
One kiss.

Sadece bir öpücüktü.
It was one kiss.

Sadece bir öpücüktü. İğrençti.
It was a kiss. That was disgusting.

Sadece bir öpücüktü, Luke.
It was a kiss, Luke.

Chris, sadece bir öpücüktü!
Chris, it was just a kiss!

Sadece bir öpücüktü, Greg.
It was one kiss, Greg.

Sadece bir öpücüktü değil mi?
It was just a kiss, right?

Okami-san…'' O'' sadece bir öpücüktü.
I was referring to kissing, just kissing.