Examples of using Seanslar in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Seanslar esnasında Mia korkularıyla yüzyüze gelecek.
Bu seanslar benim fikrim değildi.
Ama bu seanslar bunun için degil ki?
Bu seanslar benim fikrim değildi, hatırlasana?
Seanslar arasında suyu değiştirdiklerini mi düşünüyor musun?
Seanslar nasıl gidiyor?
Seanslar, Jeffi affetmeme yardım etti.
Dr. Ellmanla seanslar işe yarıyor mu?
Seanslar sırasında seks yapmıyoruz.
Seanslar arasında içiyorum.
Onunla olan seanslar.
Tüm saatler, tüm seanslar.
Güzel. Seanslar ayarlandı.
Birlikte ve teke tek bütün seanslar.
Hakkında bir şeyler okudum Pazartesileri yapılan seanslar.
Nancy Reagan için bazı seanslar yaptım.
Cuma günü sabah ve öğlen yapılan seanslar 90ar dakika, cumartesi sabah yapılan üçüncü seans ise bir saat sürdü.
Medyumlar, seanslar, bütün acayip şeyler.
Şu saçmalığı dinle:'' Seanslar temel iletişimin başlangıcıdır.'''' ve kızların kişisel gelişiminde önemli yer tutarlar.
Tek isteğim, her Pazar bütün bu seanslar boyunca vaazlarını dinlerken çektiğim korkunç ıstırabı senin de yaşaman.