Examples of using Soruyla in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Öyleyse soruyla başlamamalıydın çünkü insanlar soruları yanıtlamak isterler.
Peki, bunun soruyla ne alakası var anlamadım?
Madem söylemek zorundayım soruyla ifade edeyim.
Bay Mahone, sizde lütfen soruyla ilgili cevap vermenizi istiyorum.
Yüzyıl Fransasında filozof Rene Descartes insan doğasına ilişkin soruyla mücadele ediyordu.
Ben Alice Pieszecki programı bu gece herkesin aklındaki soruyla bitiriyorum.
Ve siz buna yardım etmek yerine sorularıma soruyla cevap veriyorsunuz.
An2} Ve büyük ihtimalle daha fazla soruyla geri döneceğiz.
Her şey senin başta sorduğun soruyla başladı.
Gözlük mağazası. Soruyla yaşa.
Hey, geldiğinden beri sorularıma soruyla cevap veriyorsun.
Yahudiler sorulara daha çok soruyla yanıt verir. Tabii.
Evet. Sözünü soruyla bitir.
O zaman soruyla başlama.
Amirlerine rapor verirken konuşmaya soruyla başlama.
Yani sorumu soruyla vurdular.
Takvimin değişmesine ilk yanıtımızı,… şu soruyla ifade edelim.
Böylece bu soruyla tasarlamaya başlıyoruz; çünkü bugün farkına vardığımız, modern kültürün trajediyi strateji olarak benimsediğidir.