SUÇLADIĞINI in English translation

you blame
suçluyorsun
suçlarsın
suçlayabilir misin
sorumlu tutuyorsun
accusing
itham
suçluyorsun
suçu
suçlayacaksın
you blamed
suçluyorsun
suçlarsın
suçlayabilir misin
sorumlu tutuyorsun
accuse
itham
suçluyorsun
suçu
suçlayacaksın

Examples of using Suçladığını in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Kate kendini suçladığını bilseydi ne derdi?
You were blaming yourself? What would Kate say if she knew?
Kate kendini suçladığını bilseydi ne derdi?
What would Kate say if she knew you were blaming yourself?
Sadece, Liamın hala beni suçladığını bilmiyordum.
I just didn't realise Liam still blamed me.
Fransız polisinin onu tecavüzden suçladığını söylemişiz.
We say the French police charged him with attempted rape.
Beni neden iblis olmakla suçladığını biliyorum.
I know why you suspect that I'm a demon.
Birinin seni suçladığını.
I know someone's accused you.
Sadece insanların kimi suçladığını söyledim.
I said it's who people are blaming.
Gerçek Minanın başına gelenlerden dolayı adamın kendini suçladığını biliyordu.
She knew he blamed himself for what happened to the real Mina.
Viktorın ölümü için kendini suçladığını nereden bildin?
How did you know he blames himself for Viktor's death?
Tomun olanlar için beni suçladığını düşündüm.
I thought Tom blamed me for what happened.
Ama bunlar hâlâ Dlyanın olanlar için neden Ramseyi suçladığını açıklamıyor.
But that still doesn't explain Why dylan blames ramsey for what happened.
Sonrasında annem olayı öğrendiğini ve bunun için Jacki suçladığını söyledi.
And then Mom told me you found out and blamed Jack.
Hiç kimsenin sizi suçladığını sanmıyorum.
I don't think anyone was accusing you.
Babanın ölümü için beni suçladığını.
That you blame me for your father's death.
Artık bir bakanımın onu hükümeti sıkıştırmakla suçladığını söyleyebilir.
He will say we're accusing him of leaning on the cabinet.
O kızgın ve ölümünden dolayı içinizden birini suçladığını sanıyorum.
He's angry, and I think he blames one of you for his death.
Kimsenin sizi suçladığını sanmıyorum.
I don't think anybody's blaming you.
Bazıları, onun ölümü için seni suçladığını söylüyorlar.
Some people are saying he blamed you for her death.
Annesine olanlardan ötürü onları suçladığını biliyoruz.
We know he blames them for what happened to his mother.
Dönüşümden dolayı komşuların seni suçladığını söyleme.
Don't tell me the neighbors are blaming you for my return.
Results: 137, Time: 0.0302

Suçladığını in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English