Examples of using Tüyün in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Annem geyik kanıyla tüyün anlamını bir saniyede çözmüştü… ve her nasıIsa haklıydı.
Gerekçesini ise, arka planı göremiyorsan top ve tüyün Dünyaya doğru ivme kazandığını bilmenin imkânı yok diye açıklamış.
Bu mavi hücrelerin her biri bir kanser hücresi içindeki kanser genleri ve tüyün bir parçasılar.
Gerekçesini ise, arka planı göremiyorsan top ve tüyün Dünyaya doğru… ivme kazandığını bilmenin imkânı yok diye açıklamış.
Kimden geldiğini bilmeden kafana takman gibi. Tıpkı açılışta kafana taktığın o kırmızı tüyün.
ceketinden iki küçük tüyün çıktığını görmüş.
Frankle benim, Billyyle olan dostluğumuz senin sakalında ilk tüyün bittiği zamanlara dayanır.
Frankle benim, Billyyle olan dostluğumuz senin sakalında ilk tüyün bittiği zamanlara dayanır.
Tüyün ucuna şu küçük püskülü taktınız mı alın size bir merasim tüyü.
Tüyün her iki yanındaki lifler mikroskobik kancalarla bağlanmıtır. Öyle ki peşi sıra birbirinin
Elimizde tüyün kendisinin olması gerekir,
İlk ölçümlerde çok az miktarda bulunmasına rağmen,… bir avuç tüyün içinde yoğunlaştığı görülmüştür. daha yakından gözlendiğinde gazın mevsimlere göre değişen.
Burada olmayayım diye öncesinde öldürmeye çalıştım ama şeytan tüyün var gibiydi.
Miller Becki öldüren aynı adammış gibi geliyor ama… tüyün resmi yada fotoğrafı yok.
Biz konuşurken tüylerinin filizlendiğini görebiliyorum.
Hayvan tüyüne alerjim var.
Pençelerindeki tüyleri tıraş etti. Ve kızgın ütüyle derisini yaktı.
Uzun kahverengi tüylü, uyuz bir köpek.
Tüyleri keçeleşmiş, tırnak ilzeriyle kaplı, yağlı ve çirkin.
Tüylü, babana selam söyle.