Examples of using Tabor in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sana karşı dürüst olacağım Tabor tüm hesaplarını boşalttı ve gitti.
June Tabor, Joel Fafard,
Taborun seni oraya… sürekli gönderdiğini söylemiştin.
Taborun Miriam adında bir halası yok.- Miriam halasınınmış.
Taborun seni oraya… sürekli gönderdiğini söylemiştin değil mi?
Taborun bana verdiği ilk hediye.
Taboru demek istedin değil mi?
Hurk, Jokey Tabordan bir telefon aldı.
Öyleyse sen de John Taboru öldürdün, neden? Listemizde anlaştık.
Taborun sevgilisi mi var?
Taborun seni oraya sürekli gönderdiğini söylemiştin değil mi?
Washington Enstitüsüden Lou Taborla konuştum.
Tabi ki, aynı Taborla oynadığım gibi.
Yani?- Cassiar 4de Taborun güvenli evi var?
Tabi ki, aynı Taborla oynadığım gibi.
Ben Taborda öğretmenken o da oradaydı.
Tabora olanları duydum.
Taborun öğrencisi, sence etmez mi?
Miks Frantisek, komiser yardımcısı doğum yılı 12 Mart 1915, Taborda ikamet ediyor.
Kendini korumak için Taborları kullanıyormuş.