TAKVIM in English translation

• calendar
• schedule
• timetable
• almanac
• calendars
• calendaring
• takvim

Examples of using Takvim in Turkish and their translations into English

Takvim hakkında.
It's about the calendar.

Takvim günü beklenecek, yeni jüri seçilecek, tanıklar dinlenecek.
Wait for days on the calendar, choose another jury, examine the witnesses.

Takvim vakti geldi.
It's calendar time.

Takvim zamanı. Buddy için takvim zamanı.
It's calendar time. Calendar time for Buddy.

Buddy için takvim zamanı. Takvim zamanı.
It's calendar time. Calendar time for Buddy.

Takvim almak için çok geç değil. -Çok komik.
Not too late to buy a calendar. This isn't a joke. This is military.

Takvim piyasasını tekeli altında tuttuğu için bu kadar bu zengin.
If he's so rich, it's because he monopolises the sale of calendars.

Takvim de gösterilecek olayları seç.
Choose events to show on the Calendar.

Takvim üzerine çizgileri çiz.
Draw lines on calendar.

O takvim sadece bir takvim, değil mi?
That calendar's just a calendar, right?

Takvim yüzünden benden ayrılıyor musun?
You're breaking up with me over a calendar?

Dede. Takvim sihirli mi, değil mi?
Gramps, is the calendar magic or not?

Siz beyefendilere takvim verebilir miyim?
Can I interest you gentlemen in a calendar?

Son gün. Takvim bu, değil mi?
It's a calendar, isn't it? Last day?

O takvim 4 yaşında be baba.
The calendar's four years old, Dad.

Takvim hatalı. Şoföre söyle arabayı getirsin.
Have the driver bring the car around front. Calendar's wrong.

Takvim hatalı. Şoföre söyle arabayı getirsin.
Calendar's wrong. Have the driver bring the car around front.

Bu takvim kimin fikriydi?
Whose idea was the calendar?

Belki takvim konusunda yanıldım.
Perhaps I'm mistaken about the calendar.

Bunlar takvim. Bunlar ne?
Those are calendars.