TIMETABLE in Turkish translation

• takvimi
• zaman çizelgesi
• programını
• tarifeyi
• timetable
• zaman tablosu
• takvim
• takvimini
• program
• tarifesi
• takvime
• zaman çizelgesini
• zaman çizelgesine
• programı

Examples of using Timetable in English and their translations into Turkish

I will put up a timetable.
Zaman çizelgesi koyalım.

The results were as follows:"Marathon Women- Timetable.
Sonuçlar aşağıdaki gibiydi:^'' Marathon Women- Timetable.

Let's get professional. We will make a timetable.
Program yaparız. Bu işi profesyonel hale getirelim.

Bulgaria shortens timetable for Belene nuclear plant.
Bulgaristan, Belene nükleer santralının takvimini kısalttı.

Still stands. And the timetable.
Ve zaman çizelgesi hala geçerli.

The train timetable during holidays for domestic trains became valid on weekdays as well.
Yurtiçi trenler için tatillerdeki tren tarifesi hafta içi de geçerli oldu.

The timetable is over there on the desk.
Program orada masanın üzerinde.

And the timetable still stands.
Ve zaman çizelgesi hala geçerli.

Lessons will continue tomorrow according to the timetable.
Dersler takvime göre yarın devam edecektir.

Could I have a bus timetable?
Bir otobüs tarifesi alabilir miyim?

The timetable has been set.
Program yapıldı.

There's no timetable on the list.
O listede zaman çizelgesi yok.

Update timetable.
Zaman çizelgesini güncelle.

But commander, according to the timetable I am in the emergency group.
Ama Komutan, takvime göre ben acil gruptayım.

I will get you a train timetable for Christmas.
Noel için bir tren tarifesi alırım sana.

Let's get professional. We will make a timetable.
Bu işi profesyonel hale getirelim. Program yaparız.

Print as& timetable view, one page per day.
Gün başına bir sayfa olacak şekilde,& Zaman çizelgesi görünümü şeklinde yazdırır.

According to the timetable, Charlie should have made it this far.
Zaman çizelgesine göre, Charlie buralara kadar gelebilmiş olmalı.

He said he was moving the timetable forward to midnight.
Zaman çizelgesini geceye ilerlettiğini söylemişti.

I am in the emergency group. But commander, according to the timetable.
Ama Komutan, takvime göre ben acil gruptayım.