TAKVIMI in English translation

calendar
takvim
programını
ajandasını
schedule
program
takvim
çizelge
plan
ayarla
tarifesi
zamanlama
saatlerini
timetable
takvimi
zaman çizelgesi
programını
tarifeyi
zaman tablosu
almanac
almanak
yıllığı
takvimini
calendars
takvim
programını
ajandasını
schedules
program
takvim
çizelge
plan
ayarla
tarifesi
zamanlama
saatlerini
timeframe
takvimi
zaman dilimini
süreyi
zaman dilimi

Examples of using Takvimi in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Yolda kalmasına neden olan bir takvimi var.
He's got a schedule that forces him to stay on the road.
Bize bay ve bayan ilişki takvimi yaptım.
I made us his-and-her relationship calendars.
Halledemiyor musunuz? Efendim… Profesör Kimin ameliyat takvimi nedeniyle bir şey yapamıyoruz.
Customer, there's nothing we can do because of Professor Kim's surgery schedule.
Hokusai takvimi gibi görünüyorsun.
You look like a calendar by Hokusai.
Yukarıdaki takvim listesinde seçili olan takvimi silmek için bu düğmeye basın.
Press this button to delete the calendar currently selected in the list above.
Bileşen takvimi bulunamıyor.
No calendar component found.
Takvimi oluşturan uygulama.
Creator application of the calendar.
Takvimi oluşturan uygulamanın adresi.
URL of the creator application of the calendar.
Evet Crystal. Sana bu takvimi yapmaya karar verdiren ne oldu?
Now, Crystal, what made you decide to do a calendar like this?
Takvimi işaretliyorum, bu yüzden farkında olmadan günleri sayabiliyorum.
I mark the calendar, so I count days without knowing it.
Takvimi var mı?
Does she have a calendar?
Bu sezonun takvimi Ocak 29, 2009 da ilan edildi.
The calendar for the season was announced on January 29, 2009.
Takvimi biraz ileri alıcam.
I'm gonna push the schedule up a bit.
Tom takvimi Maryye açıkladı.
Tom explained the schedule to Mary.
Yeni belge, müzakerelerin başlama takvimi hakkında bazı spekülasyonların doğmasına yol açtı.
The new document has fueled speculation about the timeframe for the start of negotiations.
Takvimi ondan önce bulsak iyi olur.
We must find a calendar before him.
Anne, henüz takvimi değiştirmedin mi? Kahretsin!
Oh, shit! Mommy, you didn't change the calendar yet?
Matt, takvimi değiştiren kişi olmalıyım.
Matt, I'm supposed to be the one to change the calendar.
Anne, henüz takvimi değiştirmedin mi? Kahretsin!
Mommy, you didn't change the calendar yet? Oh, shit!
Çelikten yapılmış, takvimi ve de, alarmı vardır.
It's steel, and has a calendar and an alarm.
Results: 506, Time: 0.0328

Top dictionary queries

Turkish - English