Examples of using Temyiz in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Temyiz ne durumda?
What's going on with the appeal?Temyiz olmayacak, Michael.
There's no appeal, Michael.Bizim görevimiz temyiz duruşmalarına katılmak.
And our role, is to attend the hearings for appeals.Temyiz talebini yazdım, fakat bunu dosya haline getirecek birine ihtiyacım var.
I wrote Ölüme mahkum edildikten sonra, temyiz altında iken bir mektup yazdınız.
After you were sentenced to death, you wrote it in a letter while under appeal.Yarın 10:00da temyiz mahkemesinde, sanığı itham etmek üzere hazır bulunacağız.
Temyiz üzerinde çalışın.
Work on the appeal.Temyiz mahkemesi demek.
An appeals court.Temyiz için tebrikler.
Congratulations on the appeal.İki yıl sonra ise temyiz üzerine cezası beş yıla indirildi.
Two years later his sentence was reduce to five years on appeal.Dediğim gibi temyiz işleri konusunda fazla tecrübem yok.
As I told you, I don't have very much experience with appeals.Dediğim gibi temyiz işleri konusunda fazla tecrübem yok.
I don't have very much experience with appeals.- Well, as I told you.Yüksek Mahkemeye temyiz için başvurabilirsin. Güzel!
Good. You are Önce amniyosentez, sonra temyiz, Simónun babalık testi.
Temyiz edilebilir mi?
Can it be appealed?Temyiz için gerçekten faydası olabilir.
It could really help with the appeal.Temyiz hakkında konuşuyorduk, Bay Finch.
We have been talking about the appeal, Mr Finch.Temyiz başvurusu reddedildi.
Application for appeal denied.Temyiz mahkemesine çıkmak istiyorsan gerçeği söylemen gerekiyor.
If you want an appeal hearing, you need to tell the truth.Temyiz Mahkemesindeki Hardin misiniz?
Are you Hardin of the superior court?
