Examples of using Tutkular in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Yeterince tutkulu polis bir araya gelince bu tutkular patlama yapabilir.
En gizli tutkular sukkubus için daha çekicidir.
Evime yanlış tutkular musallat oldu.
Üstün yetenekler üstün tutkular doğurur.
Willie Tanner, amaçlar ve tutkular.
Bütün tutkular kadınlardan gelmez.
Tutkular mezarlığına hoş geldin. Yeni çalışan.
Tutkular hayatı yaşanır kılan şeylerdir!
Suçlu zevkler. Garip tutkular.
içinde karışık tutkular var… Bazen, bize hoş gürünen şey… onlarda en saf sevginin belirtisidir.
Arzular, inançlar, tutkular, şüpheler; insanlığıma dair tüm izler yok edildi.
Düşün bunları izleseydi nasıl da gülerdi… Ortalığa salıp bıraktığı tutkular, ölümler ve nefretler.
Hayatımda bazı tutkular arıyor olabilirim, ama Chris i umursarım,
Şimdi sana bakınca anlıyorum ki Broomhilda… ilham verdiğin bütün tutkular tamamen haklıymış.
Tekrarlar, çalışmalar hepsi bu an içindi. Bütün terlemeler, kalp ağrıları, hayaller, umutlar, tutkular.
Tutkular ve kişisel çıkarlar özgürlüğü tehdit eder. Bowers ile Hardwick davası buna bir örnektir.
Şimdi sadece evinin kuzeyinde akıp giden hayat ve tutkular ona yetiyordu.
Bütün terlemeler, kalp ağrıları, hayaller, umutlar, tutkular, tekrarlar, çalışmalar hepsi bu an içindi.
Tutkular kaybolmadan önce kendini mısır gevreği kutusunu kapatmayı mısır gevreği kutusunu kapatmayı unuttuğun için tartışırken bulmadan önce sıkılmadan sıkılmadan önce.
Bu olgunlaşmamış tutkular.