Examples of using Ulaşmakta in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bana ulaşmakta zorlanabilirsin çünkü hareket halindeyiz seni mümkün olduğunca çabuk arayacağıma söz veriyorum.
Wayne-Chaz anlattıklarında… ve Chaz-Chaz da diğer uzay üniformalarına… ulaşmakta iyiydi ki… bu da Chaz Daltonı listemden silebilirim demekti.
APnin Bulgaristan raportörü Geoffrey van Orden Bulgaristanın AB üyeliği yolunun son ayağına ulaşmakta olduğunu söyledi. AB.
Herhangi bir yerde herhangi bir çocuk bu virüs yüzünden felç olduğu sürece bu bizim toplum olarak en basit hizmet ile çocuklara ulaşmakta başarısız olduğumuzun kesin kanıtıdır.
Swami Dayananda Saraswati gerçek şefkatin doğasına ulaşmakta ve kişisel gelişimde birbirine paralel giden yolları çözümlüyor.
Nat Geo Wild( Avrupa) Kanal, Avrupada 1 Mart 2007de açıldı, ve şu anda Sky ve Virgin Media abonelik sağlayıcıları aracılığıyla Birleşik Krallıktaki 10,5 milyonun üzerinde eve ulaşmakta.
Birileri Duncana ulaşmış, belki de Eliasa ulaşanlar.
Yani şimdi kapıya ulaştın, sadece bana inanman gerekiyor.
Sonra filme ilk Halliwell ulaştı ve Goodwin de ona ateş etti.
Hayatının sonuna ulaştın ve dönüp geriye bakmak istiyorsun.
Hedefine ulaştın. Çinliler tekliflerini geri çektiler.
Hayatının sonuna ulaştın ve dönüp geriye bakmak istiyorsun.
Hayleyye ulaşmanın tek yolunun Sky olduğunu biliyordu.
Size ulaşmaya çalışıyorduk Bay Pollock. Günaydın efendim.
Arabama ulaşmam ve ön tarafa getirmem bir kaç dakika alır.
Michelee ulaşmanın bir yolunu… belki de tek yolu biliyorum.
Ancak, o kadar uzağa ulaşmayı başarabilirlerse… neler olur dersin?
Buradan o kapıya ulaşmamız ne kadar zaman alır?
Senden önce o bana ulaştı. Hans Richter mi?
Problem onlara ulaşmakta değil.