Examples of using Umursamam in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
İsterlerse cehenneme gitsinler umursamam, artık bıktım çünkü.
Ses tonunda umursamam gerektiğine dair bir ima var.
İsyan eder, yağmalar, umursamam. Kız kardeşinin memişleri ellerim.
Aslında çok da umursamam ama bana eski sandalyesini vereceğine söz verdi.
Başına gelenleri umursamam seni şaşırtıyor mu?
Ben umursamam. Hayır.
Pişman olmanı umursamam lazım, öyle mi?
Pişman olmanı umursamam lazım, öyle mi?
Ben umursamam. Muhtemelen kız arkadaşlarını dövebileceği üç evi daha vardır.
Bunu umursamam. Hay lanet şey!
Ben parayı umursamam, Sam.
Yeryüzündeki kimseyi umursamam ve kimse de beni umursamaz.
Umursamam. Değeri olmayan bir müşterisin.
Fotoğrafları umursamam. Beni ilgilendiren içeriktir.
Nasıl umursamam? Narcisse aptalın teki, tam bir aptal?
Böyle önemsiz şeyleri umursamam ve sabırlı biriyimdir.
Hayır… hayır, ben umursamam, devam et.
Ben öyle şeyleri umursamam.
Bu gece Louise Adelswärd olmayı umursamam.
Ben böyle şeyleri hiç umursamam.