UYKUYA DALMADAN in English translation

fall asleep
uyumama
uyuyana
uyuyana kadar
uykuya dalmak
uykuya dalar
uyur
uyuyup
uyuyakalır
uyuya kalma
fell asleep
uyumama
uyuyana
uyuyana kadar
uykuya dalmak
uykuya dalar
uyur
uyuyup
uyuyakalır
uyuya kalma
falling asleep
uyumama
uyuyana
uyuyana kadar
uykuya dalmak
uykuya dalar
uyur
uyuyup
uyuyakalır
uyuya kalma
before going to sleep
falling dormant

Examples of using Uykuya dalmadan in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Tek yapman gereken uykuya dalmadan uçmak.
All you have done is fly without falling asleep.
Göreceğim son şeyin senin yüzünün olduğunu bileceğim uykuya dalmadan önce.
I will have known that your face is the last thing I will see before I fall asleep.
Yapabileceğim tek şey siz uykuya dalmadan önce… size dopamin enjekte etmek olabilir.
What I can do is… try to inject you with dopamine before you fall asleep.
Yazar Jeong uykuya dalmadan önce, senden metni düzeltmeni istedi. Hangi hastanede?
Which hospital is it? Before Writer Jeong fell asleep, she asked you, Miss Lee Go Eun, to correct the script?
Yazar Jeong uykuya dalmadan önce, senden metni düzeltmeni istedi. Hangi hastanede?
Before Writer Jeong fell asleep, she asked you, Miss Lee Go Eun, to correct the script. Which hospital is it?
Uykuya dalmadan önce Gabrielle,
And before she drifted off to sleep, Gabrielle wondered,
Elena, sen; gece uykuya dalmadan önce son,… sabah kalktığımda ise ilk düşündüğüm şeysin.
Elena, you're my last thought before I fall asleep… and the first when I wake up. I dream of you every night.
Her akşam kutu oyunu oynamayı özledim, uykuya dalmadan önce kovboy filmleri izlemeyi özledim. gün doğumunda üç katlı Eggo yapmayı.
I miss playing board games every night, watching westerns together before we doze off. making triple-decker Eggo extravaganzas at sunrise.
Yazar Jeong uykuya dalmadan önce, senden metni düzeltmeni istedi.
Writer Jung asked me to tell you to take over the revision of the script before she fell asleep.
Uykuya dalmadan önce Vegasa gittiğimiz zaman,
Before you fall asleep… The time we went to Vegas
Okul koridorundaki su ve tel. Bunlar Bobby uykuya dalmadan önce gördüğü şeyler.
And the water and the wire in the school hallway… these are the things Bobby sees before he falls asleep.
San Fransisco bebeğim. Ben uykuya dalmadan önce, sabah nerede olacağımızı sorardım.
baby girl. And before I fell asleep, I would ask her where we would be in the morning.
O da her zaman, San Fransisco bebeğim. Ben uykuya dalmadan önce, sabah nerede olacağımızı sorardım.
And before I fell asleep, I would ask her where we would be in the morning and she always said, San Francisco, baby girl.
tam uykuya dalmadan evvel -Farkındayım. Hani gece.
You look at the ceiling, the moment before you fall asleep….
derinliklerinden kabaran erimiş kayalar bir süreliğine uykuya dalmadan önce katılaşıyor, çatlıyor, kabarıyor ve ince bir kabuk gibi yayılıyor.
cracking, blistering or spreading in a thin crust, before falling dormant for a time.
Dünyamızın doğuş sahnesi yeniden canlanıyor, uykuya dalmadan önce katılaşıyor, çatlıyor, kabarıyor ve ince bir kabuk gibi yayılıyor.
Solidifying, cracking, blistering or spreading in a thin crust, before falling dormant for a time. molten rock surging from the depths,
Jane Russellı seyrederken uykuya daldım. Bir korku filmi ile uyandım.
Fell asleep to Jane Russell, woke up to a horror show.
O, araba sürerken uykuya daldı ve kazaya sebep oldu.
He fell asleep while he was driving and caused an accident.
Bütünüyle uykuya dalmışım ben de.
I totally fell asleep.
Amanda uykuya dalmış.
Amanda fell asleep.
Results: 46, Time: 0.0369

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English