UZAKLAŞIYORLAR in English translation

away
uzak
çekip
hemen
uzaktan
ayrı
uzaklaş
gitti
kaldı
buradan
bir kenara
they're getting away

Examples of using Uzaklaşıyorlar in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Çok yavaş uzaklaşıyorlar.
They're very slowly getting away.
Haklısın, konuştuğun için uzaklaşıyorlar.
You talking while they're getting away.
İnsanlar elleriyle birşeyler yapmaktan uzaklaşıyorlar.
People are getting away from doing hands-on stuff.
Klingonlar nerede?- Halen uzaklaşıyorlar, efendim.
Where are the Klingons? They're still moving on, sir.
Rush!! Bir şeyler oluyor, dronlar uzaklaşıyorlar.
Something's happening, drones are veering off! Rush!
Rush!! Bir şeyler oluyor, dronlar uzaklaşıyorlar.
Rush! Something's happening, drones are veering off!
Bir şeyler oluyor, dronlar uzaklaşıyorlar.
Something's happening, drones are veering off!
Gidiyorlar! Uzaklaşıyorlar.
They're getting away.
Yani uzaklaşıyorlar.
So they stay away.
Ve seni yalnızlığınla başbaşa bırakıyorlar. Yani uzaklaşıyorlar.
So they stay away… and let you feel lonely.
Yani uzaklaşıyorlar.
So they stay away.
Ve seni yalnızlığa bırakıyorlar. Yani uzaklaşıyorlar.
So they stay away… and let you feel lonely.
Halen uzaklaşıyorlar, efendim.
Still moving off, sir.
Karanlık topraklardan. Ve yağmur temizlerken tuzlu gözyaşlarını şafaktan ve de yanaklarından… kutsal bir dansla uzaklaşıyorlar.
They move away from the dawn… in a solemn dance… away towards the dark lands… of the salt from their bitter tears. while the rain cleanses their cheeks.
Karanlık topraklardan. Ve yağmur temizlerken tuzlu gözyaşlarını şafaktan ve de yanaklarından… kutsal bir dansla uzaklaşıyorlar.
They move away from the dawn… while the rain cleansestheir cheeks… in a solemn dance… away towards the dark lands… of the saltfrom their bitter tears.
Karanlık topraklardan. Ve yağmur temizlerken tuzlu gözyaşlarını şafaktan ve de yanaklarından… kutsal bir dansla uzaklaşıyorlar.
In a solemn dance, They dance away from the dawn while the rain runs down their faces and washes away their salty tears. away to the dark country.
Ve yağmur temizlerken tuzlu gözyaşlarını yanaklarından… kutsal bir dansla uzaklaşıyorlar… şafaktan
And washes away their salty tears. away to the dark country, They dance away from the dawn in a solemn dance,
yanaklarından… kutsal bir dansla uzaklaşıyorlar.
while the rain runs down their faces They dance away from the dawn.
Onlar uzaklaşıyorlar.
They're vectoring away.
Uzak galaksiler birbirlerinden uzaklaşıyorlar.
The distant galaxies are drifting away from one another.
Results: 96030, Time: 0.0244

Top dictionary queries

Turkish - English