Examples of using Uzakmış in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ana yoldan oldukça uzakmış gibi görünüyor.
Gelmiyorlar. Topuklularla yürümek için çok uzakmış.
Gelmiyorlar. Topuklularla yürümek için çok uzakmış.
Namlu yedi buçuk santim kadar uzakmış.
Şu an ülkem bana yıldızlar kadar uzakmış gibi geliyor.
Ve 13 sivili. Uzakmış.
Evet, gidelim. Burası ne kadar uzakmış, hiç gelemeyeceğiz sandım.
Evet, gidelim. Burası ne kadar uzakmış, hiç gelemeyeceğiz sandım.
Buradan uzaklaşın yoksa boğazınızı keserim, sizi katil pislikler.
Evet, sahilden uzakta izole edilmiş bir ada.
Arabadan uzaklaşın lütfen. Yapamam.
Arabadan uzaklaşın lütfen. Yapamam.
Hepiniz, uzaklaşın ondan! Bu kadarı yeter!
Hepiniz, uzaklaşın ondan! Bu kadarı yeter!
Bir milyar ışık yılı uzaktalar… ama onlar yine de arkadaşların.
Buradan uzaklaşın!- Derin kazın, gevşemeyin!
Kulaçtan daha az uzaklıkta ilerliyor.- Emredersiniz efendim.
Buradan 95 kilometre uzakta bir benzincide bırakmış. Hayır.
Targovisteye üç saat uzaklıktayız. Susuzlar ve açlar.
Uzaklaşın buradan. Freya için üzgünüm.