VARDI in English translation

there was
orada
olsun
vardır
yanında
bir
burada
var diye
i̇şte
içinde
mevcuttur
had
var
sahip
hiç
daha
beri
zaten
yok
üzerinde
ilgili
zaman
there were
orada
olsun
vardır
yanında
bir
burada
var diye
i̇şte
içinde
mevcuttur
there's
orada
olsun
vardır
yanında
bir
burada
var diye
i̇şte
içinde
mevcuttur
have
var
sahip
hiç
daha
beri
zaten
yok
üzerinde
ilgili
zaman
has
var
sahip
hiç
daha
beri
zaten
yok
üzerinde
ilgili
zaman
there is
orada
olsun
vardır
yanında
bir
burada
var diye
i̇şte
içinde
mevcuttur

Examples of using Vardi in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ben guvenirim. Benim de tertemiz sicilim vardi.
I have an immaculate record. I do.
Yemek odanızdaki duvar kağıdı panelinin arkasında kan izleri vardi.
There were traces of blood behind a panel of wallpaper in your dining room.
On bin yil önce gezegende yaklasik iki milyon insan vardi.
Years ago, there's, like, two million people on the planet.
Alexin yemege gitmek isteyen yeni bir musterisi vardi.
Alex has that new client who wants to go to dinner.
E- postalarima bakacaktim ve bilgisayarinda acik bir site vardi.
I went to check my e-mail and there's a website open on your computer.
Yemek odanızdaki duvar kağıdı panelinin arkasında kan izleri vardi.
Behind a panel of wallpaper in your dining room. There were traces of blood.
Yaralananlar onlardansa, o iki Çocugun üstünde… M- O-B harfleri vardi.
Have the initials M-O-B. If them two are examples.
Icimde bir parcamin bunlari her zaman yapma kapasitesi vardi.
There is a part of me which was always capable.
Bu sefer Meow Meow'un, Hojo icin mükemmel bir hediyesi vardi.
This time Meow Meow has the perfect gift for Hojo.
Cünkü yapabilecegi hicbir sey olmadiginin farkina vardi.
Because he realized there's nothing he could do.
Sunu da söylemeliyim ki… laboratuvarda da kontaminasyon sorunlari vardi.
There were also problems with contamination in the laboratory. And I must say that.
Bir zamanlar… insanlarin tamamina yakininda sizdeki bu guc vardi.
Once upon a time, almost all humans had the power that you have.
Iyi de yedek her zaman vardi.
Well, there is always an alternate.
Restoranda bir garson vardi.
There's a waiter in a restaurant.
Amyde tecavüze ugramis gibi yaralar vardi.
Amy has wounds that are consistent with rape.
Yanlislari seni uzerine atma gibi korkunc, karsi konulamaz tutkum vardi.
I just have this horrible, overwhelming desire to point out faults in you.
Neyi? Seninle konuºurken arkasinda binlerce mavi kanat vardi.
What? When he spoke to you, there were thousands of blue wings behind him.
Tüm arkadaslarin, terbiyeli bir çocuk vardi.
And all your friends, there's a good lad.
Sayin Hakim, yolun ortasinda inekler vardi.
Your Honor, there were cows in the middle of the road.
Sahte ki̇mli̇k ve pasaportlari vardi.
Have and fake passport.
Results: 858, Time: 0.0326

Top dictionary queries

Turkish - English