Examples of using Yağlanmış in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Elbisesi tuzda dövülmüş ve yağlanmış.
Bir saati geçmişken, banyodan çıkanlar masajlanmış, yağlanmış( Islık sesi) ve strigil( hamam kesesi) ile kalan kirleri kazınmış olarak çıkıyordu.
Bütün takım yağlanmış bir saat gibi sorunsuz ve harika bir şekilde işliyor.
Ve gerçekleşir de o yağlanmış sürtükler için en iyi şekilde görünmezsem sonsuza kadar pişmanlık duyarım.
Kimse sevimsiz Rus aksanı ile yağlanmış Dolph Lundgrenin kemeri alıp eve gitmesini görmek istemiyor bilirsiniz.
Biraz yağlanmış ekmekli karaciğerimiz var… kuzu eti, böbrek, Peki, etimiz, güzel bir ağır bifteğimiz.
Yeni yağlanmış deri kanepe,
Malcolm, Judynin yağlanmış at siki bir tarafa artık basında görünmeme iznim olmadığını mı söylüyorsun?
efsane takım,… mükemmel yağlanmış bir makine gibiydik.
Balık, balık. Elimizde… Güzel, yağlı bir kalkan… yağlı sosisle doldurulmuş ve Grand Marnier ile yağlanmış yılan balığı var… ya da biraz yağsız som balığı.
Onlar kapılardan geçerken… kötü yağlanmış tekerleklerin sesini hala duyabilirsin.
Yağlanmış saçların, kirli geceliğin ve eski terliğini giyinmiş halde etrafta amaçsızca dolaştığını hayal ediyorum da.
Balık, balık. Elimizde… Güzel, yağlı bir kalkan… yağlı sosisle doldurulmuş ve Grand Marnier ile yağlanmış yılan balığı var… ya da biraz yağsız som balığı.
Güzel, iyi yağlanmış yeni bir makinemiz olacak.
Peki, etimiz, güzel bir ağır bifteğimiz… kuzu eti, böbrek, biraz yağlanmış ekmekli karaciğerimiz var.
Heykeli stüdyodan meydana taşıyabilmek için, 40 adam, yağlanmış 14 adet kütüğü günler boyunca yuvarlayarak çekti.
Üzerinde ekoseli eteği diz altı beyaz çorapları fırfırlı pembe külodu… gıcır gıcır mokaseleri, yağlanmış derisi ve dantel.
böbrek, biraz yağlanmış ekmekli karaciğerimiz var.
Balık. Elimizde… Güzel, yağlı bir kalkan… yağlı sosisle doldurulmuş ve Grand Marnier ile yağlanmış yılan balığı var… ya da biraz yağsız som balığı.