YAKMALIK in English translation

burnt
yanık
yakın
yanar
yakacak
yanan
ateş
yanıp kül
yak
yanma
yakalım

Examples of using Yakmalık in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Gözlerinin ateşini kim yaktı? Çok derinlerde veya gökyüzünde.
Burnt the fire of thine eyes? In what distant deeps or skies.
Cesedini ben yaktım.- Biliyorum.
I burnt his body. I know.
Cesedini ben yaktım.- Biliyorum.
I know. I burnt his body.
Bedenini ben yaktım.
I burnt his body!
Ben her zaman sürücüleri öldürdüm, ve onların araçlarını yaktım.
I have always killed drivers and burnt their vehicles.
Prizmayı kırdım ve tripodun bacaklarını yaktım.
I broke the prism and burnt the tripod legs.
Ayakkabılarımı da yaktım.
Burnt my shoes.
İskoç adam, ihtiyar adamı öldürdü. Öğretmeni yaktı ve ayakkabımı çaldı.
The Scottish one, he killed the old man burnt the teacher and stole my shoe.
Yine de pastırmayı yaktım.
Burnt the bacon, though.
Ben benimkileri yaktım.
I burnt mine.
İşte düşüyor. Sarımsak biraz yaktı ama.
The garlic burnt a little, but… Mmm. Down he goes.
Ben ağzımı yaktım.
I burnt my mouth.
oda arkadaşım onu yaktı.
but my roommates burnt it.
O gece göğüslerimdeki pisliği yaktım.
I burnt the shit out of my tits that night.
Biliyorum. Cesedini ben yaktım.
I burnt his body. I know.
Biliyorum. Cesedini ben yaktım.
I know. I burnt his body.
Hükümet cesetleri yaktı.
the government burnt the bodies.
Senin ruhunu çalıp yaktım.
I stole and burnt your soul.
Hayır, sadece biraz yaktım.
No, it's a bit burnt.
Sen onun elini yaktın, oysa o seninle dans etmek istiyor?
You burned her hand and she would love to dance?
Results: 168, Time: 0.0248

Top dictionary queries

Turkish - English