YAKTINIZ in English translation

you burned
yakıyorsun
yak
yakarsın
yanarsın
yakıp
senin yanmanı
yanacaksın
yandığını
you burnt
yakıyorsun
yak
yakarsın
yanarsın
yakıp
senin yanmanı
yanacaksın
yandığını
did you cremate
burning
yanan
yakmak
yanıyor
yanık
yakıyor
yanma
yakıcı
yakan
yanarken
yandığını

Examples of using Yaktınız in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Zalim bir yangında beni yaktınız.
You have burnt me in a cruel fire.
Televizyonu attınız Hayır. ve bir sürü kitap yaktınız.
You threw out the television and burned many books. No.
Neden Houtuanın bahçesini bir alev yağmuruyla yaktınız?
Why did you burn the Houtua's yard with a rain of fire?
Bay Foyt, Nasıl yaktınız onu?
Mr. Foyt, how did you light that?
Neden bu evi yaktınız peki?
So why did you burn down this house again?
Anlıyorum sen bir Faşistsin, siz Yasnaya Polyanayı yaktınız.
I understand you're a fascist, you burnt Yasnaya Polyana.
Dün canımı çok yaktınız.
You hurt me too much yesterday.
Evi biz Phillye geri taşınalım diye mi yaktınız?
Did you all burn down that house so we would have to move back to Philly?
Bu olayla ilgili bütün belgeleri yaktınız.
You incinerated all documents linked to it.
Ofisleri neden yaktınız?
Why did you set the fires?
Nüfus kayıt ofislerini neden yaktınız?
Why were the administrative offices set on fire?
Onun için bir bar bile yaktınız.
Even burned a bar for that.
Damienin barını yaktınız burada sirk numarası yaptınız
You burned down Damien's bar, you pull this little circus act out here,
çantasını vesaire varile atıp yaktınız?
camera and purse and stuff in the burn barrel?
Bu adamdan hoşlanıyorum, o harika. Babamın mirasını savurdunuz ve yaktınız.
You have lavished my father's inheritance and burned it… I like this guy, he's great.
Iki binayı yaktınız ve dikkatleri kendinizin ve Komisyonun üstüne çektiniz. Beş Numarayı ortadan
And instead, you kill a tow truck driver, a cleaning lady, and a cop, burn down two buildings, Given a one-day assignment to eliminate Number Five,
Iki binayı yaktınız ve dikkatleri kendinizin ve Komisyonun üstüne çektiniz.
Burn down two buildings, and bring unwanted attention on yourselves and the Commission.
Siz başka ilahlara buhur yaktınız, RABbe karşı günah işlediniz;
Because you have burned incense, and because you have sinned against Yahweh, and have not obeyed the voice of Yahweh,
Sen onun elini yaktın, oysa o seninle dans etmek istiyor?
You burned her hand and she would love to dance?
Martin Bormann kâğıtları yaktı ve meşaleyi cesetlere attı.
Martin Bormann lit the papers and threw the torch onto the bodies.
Results: 48, Time: 0.0545

Top dictionary queries

Turkish - English