YALNIZ ONA in English translation

him alone
onu yalnız
onu rahat
onu rahat bırak
onu tek başına
onu yanlız
sadece onu
onunla baş başa
yalnızca ona
onu rahat birak
unto him
ona
onadır
sonunda dönüp onun tapısına

Examples of using Yalnız ona in Turkish and their translations into English

{-}
  • Ecclesiastic category close
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
De ki:“ Ben ibadetimi yalnız Ona has kılarak yalnız Allaha kulluk ederim.”.
Say,"It is God I serve, sincere in my faith in Him alone.
dini yalnız ona özgüleyerek Allaha ibadet et/Onun için iş yapıp değer üret!
Unto thee With truth: wherefore worship thou Allah, making exclusion for Him in religion!
Tevekkül edenler de yalnız Ona dayanıp güvenmelidirler.”.
the trusting should rely on Him alone.
Ona tam bir teslimiyetle bağlandınızsa, öyleyse yalnız Ona dayanıp güvenin!” 67,29; 73,9; 11,123.
If you believe in Allah and are truly Muslims then place your reliance on Him alone.
Bu Kitapı biz sana hak olarak indirdik. O halde, dini yalnız ona özgüleyerek Allaha ibadet et/Onun için iş yapıp değer üret!
We have revealed the Scripture unto thee(Muhammad) with truth; so worship Allah, making religion pure for Him only.
Halbuki onlara ancak, dini yalnız Ona has kılarak
And they were commanded not, but that they should worship Allah, and worship none but Him Alone(abstaining from ascribing partners to Him),
aya ve secde edin, onları yaratan Allaha, yalnız ona kulluk ediyorsanız.
prostrate before God Who has created them if you want to worship Him alone.
Yalnız Ona yalvarırsınız. O da dilerse duanıza sebep olan sıkıntıyı giderir
To Him Alone you call, and, if He will, He would remove that(distress) for which you call upon Him,
dini yalnız Ona has kılarak( ihlasla) Allaha yalvarırlar.
sincere in their faith for Him alone; but when He brings them safe to land,
Sahip olduğum her şey Van Helsing ve yalnız onun oğlu içindir.
What I have is for Van Helsing and him alone.
Yalnız onun.
And hers alone.
Yalnızlığında ona yardım ediyoruz ancak bu onayladığımız anlamına gelmez.
We assist him in his isolation but that does not mean we approve of it.
Demek yalnızken ona böyle diyorsun.
So that's what you call him in private.
Yalnız, onun adı isa değil, değil mi?
Only, his name is not Jesus, is it?
Yalnız onun hayatını değil.
Not only his.
Yalnızlık ona sığınak oldu ama ilgisizliğinin sadece bir dış görünüş olmadığından emin miyiz?
Loneliness gave him shelter, but are we sure that his lack of interest is not just a façade?
Yalnız Ona dayandım ve yalnız Ona döneceğim.
In Him I have put my trust and to Him I turn.
Yalnız Ona dayandım ve yalnız Ona döneceğim.
In Him I trust, and to Him I turn.”.
Yalnız Ona güvendim ben, yalnız Ona yöneliyorum.
In Him I trust, and to Him I turn.”.
Yalnız Ona dayandım ve yalnız Ona yönelirim!
In Him I have put my trust and to Him I turn in penitence!
Results: 2565, Time: 0.0515

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English