Examples of using Yalnızken in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Yalnızken bazen kendime Luke derim.
Kimse yalnızken iyi değildir.
Rubenla birlikteyken, yalnızken olacağımızdan güçlü olacağımızı sanırdım.
O yalnızken kendini her zaman müzikle rahatlattı.
Hayat yalnızken de çok güzel olabilir Mary.
Yine de yalnızken pek bir şey yemem.
Yalnızken, eski sevgilinle çıkan adamla yaşamak!
Kadını yalnızken kaçırmak daha emniyetli.
Ama yalnızken güvende değilsin.
Leela bir kurbağa kadar yalnızken ben burda domuz gibi sızlanıyordum.
Sen yalnızken vaktini erkeklerle geçirdi. ve sonra da hamilelik.
Köpekler, yalnızken tıka basa yemek yemenizi önemsemezler.
Birine yalnızken hakaret etmek tamamen kabul edilebilir.
Yalnızken daha iyiyimdir.
Yalnızken pratik yaptım, çünkü çok güzel dans ediyorsun.
Ben yalnızken, ve sessizken, korkuyorum.
Yalnızken cesuruz atılganız,
Böylece yalnızken, seni düşünüyorum.
Demek yalnızken ona böyle diyorsun.
Tenis kortunda yalnızken, sadece.