Examples of using Yaptırıp in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Senin için büyük bir mezar yaptırıp seni hazinelerle gömeceğiz.
tırnaklarını yaptırıp sinemaya gider.
Senden ona da aynı şeyi yaptırıp beni ziyaretçi listesine koydurtmanı istiyorum.
Senden ona da aynı şeyi yaptırıp… beni ziyaretçi listesine koydurtmanı istiyorum.
Süleyman otuz beşer arşın yüksekliğinde iki sütun yaptırıp tapınağın önüne diktirdi.
bu anahtarın 20 kopyasını yaptırıp, bay Gavinin alındığı bölgede bir arama başlatır mısınız?
bir şeyler yaptırıp.
Seni gururlandıracağım. Sorumsuzca dövmeler yaptırıp… yaşlı adamlarla çıkmayacağım demiyorum ama… okula geri döneceğim.
Yeni doğanı kullanarak bir zaman makinesi yaptırıp ve onunla geriye gidip,
Sonra da bu stickerı yaptırıp trafikte beni bulup önüme mi geçtin?
Avrupalı bir tasarımcıya fayton motifli yatak yaptırıp başucuna da televizyon koymuşlar.
O zaman Yeşil Yaban Arısı hakkında bana niye araştırma yaptırıp duruyordunuz?
Yeni bana giriş yaptırıp durmaları canımı çok sıkıyor, ben de onların canını sıkıyorum.
Ona yarış çizgileri yaptırıp şehre yeni gelen bir adama satmıştı.
Sense bunca çabama bir tır durağında rezervasyon yaptırıp Tom Sawyer gibi giyinerek karşılık verdin.
onun için bir kütüphane yaptırıp, canlı zihnini içine koyduk.
2 banyo yaptırıp 4 kişiye yemek hazırlıyorum.
onun için bir kütüphane yaptırıp, canlı zihnini içine koyduk.
Ben de Berkeleydeki aynı kuyumcuya gidip yeni bir tane yaptırıp, ofise yollattım.
Kara, bir yemek rezervasyonu yaptırıp, bana yüzüğü vermeye karar vermiş.