Examples of using Yayan in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bir lazer bunun tutarlı ışık yayan ışık diğer kaynaklardan farklıdır.
Alkol, hastalığı yayan mikropları öldürür Bay Pound.
Eşitlik mesajını yayan büyük ve asil bir adam.
Her birinin içinde güçlü bir dondurucu ışın yayan çipler var.
Alkol, hastalığı yayan mikropları öldürür Bay Pound.
Dedikoduları yayan o ve siz hala onu koruyor musunuz?
İlkel gezegenimsi bulutsu, kuvvetli kızılötesi radyasyon yayan bir yansıma bulutsusu türüdür.
Yayan birinin ifadesini zaten aldık.
Uyuşturucu ölüm ve şiddet yayan bir vebadır.
Hepsinde de onun yalanlarını yayan biri var.
Kıdemli subay olduğum dedikodusunu yayan soytarıyı bulmak istiyorum.
Kıdemli subay olduğum dedikodusunu yayan soytarıyı bulmak istiyorum.
Annen şeytanın kötülüğünü yayan bir cadı.
Kamerayı koyan ve o fotoğrafları yayan kişi olduğunu biliyorum.
Kamerayı koyan ve o fotoğrafları yayan kişi olduğunu biliyorum.
Bir nevi yayan döndüm.
Sekiz yöne ışık yayan bir ateş topu gibisin.
Bu silahın ölüm yayan bir gagası var.
AKli adam, yayan, 800 metre.
Bunu yayan imamın bu ülkeyle ilgili çok sayıda tahrik edici açıklamaları var.