YEMELISIN in English translation

• eat
• food
• meals
• eating
• you have to have

Examples of using Yemelisin in Turkish and their translations into English

Hepsini yemelisin, yoksa para cezası verirler.
You have to eat it all, or you get fined.

Mümkün olduğunca çok yemelisin. Bir çocuğun görevi büyümektir.
You have got to eat all you can A child's job is to grow.

Bir şeyler yemelisin artık bebeğim?
You will eat something, won't you baby?

Bir şeyler yemelisin. Biraz ekmek ye, küçük bir ısırık.
Have a little bread, something, a little bite. Eat something.

Anne, bir şeyler yemelisin, tamam mı? Aman Tanrım?
Oh, God.-Ma, you should go get something to eat, okay?

Anne, bir şeyler yemelisin, tamam mı? Aman Tanrım.
Ma, you should go get something to eat, okay? Oh, God.

Önce biraz yemelisin. Kaseni ver.
Give me your bowl. You shall eat first.

Birşeyler yemelisin. Gerek yok, okulda bir şeyler yerim..
You have got to eat something. No, I don't.

Biseyler yemelisin. Buraya gel.
Come here. You need to eat.

Onun yerine sen yemelisin, büyümen lazım.
You eat it instead, you need to grow.

Moogie, bir şeyler yemelisin.- Aç değilim.
Moogie, you have to eat something. I'm not hungry.

Bir şey yemelisin. Hadi canım.
You will have to eat something. Come on, love.

Bir şey yemelisin. Hadi canım.
Come on, love. You will have to eat something.

Hepsini yemelisin yoksa para cezası yersin..
You have to eat it all, or you get fined.

Ama bir şeyler yemelisin. Zor olduğunu biliyorum.
But you should have a bite. I know it's hard.

Bundan biraz daha yemelisin.- Öyle mi?
You're going to eat some of this. Yeah?

Şeyler yemelisin. Ilse, sen de bir.
Well, Ilse, now you have to eat something, too.

Sen de yemelisin. Choseol Anne.
You need to eat too. Mother Choseol.

Ele geçirildikten sonra bolca yemelisin, özelikle de yağlı.
After a possession, you always need to eat a lot, especially greasy food.

Bunu ellerinle yemelisin, bunun adı hamburger.
You eat this with your hands. It's a hamburger.