A BITE in Turkish translation

[ə bait]
[ə bait]
bir ısırık
a bite
a nibble
bir lokma
bite
a mouthful
morsel
piece
a socket
ısırmak
bite
nibbling
yemek
food
dinner
to eat
lunch
meal
cook
supper
dish
chow
dining
bir ısırıkla
with a bite
atıştırmak misin
ısırma
bite
nibbling
ısır
bite
nibbling
ısırmış
bite
nibbling
bir isirik
a bite
a nibble
bir ısırığı
a bite
a nibble
yemeğe
food
dinner
to eat
lunch
meal
cook
supper
dish
chow
dining
bir ısırığa
a bite
a nibble
yemeğini
food
dinner
to eat
lunch
meal
cook
supper
dish
chow
dining

Examples of using A bite in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I insist. If you're one of us, you will take a bite.
Israr ediyorum. Eğer bizden biriysen bir lokma alırsın.
Now take a bite.
Şimdi ısır haydi.
Why do you have a bite plate? Yeah, it's my bite plate.
Neden ısırma plakan var? lsırma plakası.
Nothing. It's, like, a bite, or something.
Bir şeyler ısırmış olmalı. Bir şey yok.
We're going for a bite.
Yemek için gidiyorduk.
Who wants a bite of this nice, delicious steak?
Kim bu lezzetli, güzel bifteği ısırmak istiyor?
If you're one of us, you will take a bite. I insist.
Israr ediyorum. Eğer bizden biriysen bir lokma alırsın.
Lovely ladies Waiting for a bite!
Hoş hanımlar Bir ısırığı bekler!
Take a bite of an apple.
Elmanı ısır.
His horse threw him off, took a bite of his forearm.
Atı üzerinden atmış ve kolunu ısırmış.
It's my bite plate. Why do you have a bite plate?
Lsırma plakası. -Neden ısırma plakan var?
When it's time to have a bite, have the sandwich.
Yemek vakti geldiğinde bir sandviç al.
Everyone wants a bite of that guy. Jesus.
Tanrım. Herkes o çocuğu ısırmak istiyor.
None of you came to bring me a bite to eat.
Hiçbiriniz bana yiyecek bir lokma getirmediniz.
Do not talk to… Hey, look, you wanna get a bite tonight?
Bu akşam yemeğe gitmek ister misin? Basınla konuş?
Oops, you would deserve a bite then!
Hey, bir ısırığı hak ettin o zaman!
Come on, Dad, take a bite.
Hadi, baba, bir parça ısır.
It's like a bite outof a sandwich, like a..
Sakin ol… Sanki, jambonlu bir sandviç ısırmış, sanki.
Don't take a bite.
Sakın ısırma.
Well, er, I'm due at the Ivy for a bite.
Şey…, Ivye gitmem gerek, yemek için.
Results: 959, Time: 0.0438

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish