Examples of using Yitirdiğini in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ama yerel bir şiveyle olsa bile… akıcı bir şekilde İngilizce konuştuğunu saptadılar. Doktorlar, Fransızca anlama yeteneğini tamamen yitirdiğini.
Ama yerel bir şiveyle olsa bile… Doktorlar, Fransızca anlama yeteneğini tamamen yitirdiğini… akıcı bir şekilde İngilizce konuştuğunu saptadılar.
Fransızca anlama yeteneğini tamamen yitirdiğini… akıcı bir şekilde İngilizce konuştuğunu saptadılar.
Banka mevduat kayıtlarını incelemeye çalışıyorum gerçi senin bu fikri yitirdiğini varsayıyorum.
yolda daha önemli bir şeyi yitirdiğini biliyordu ve onu geri kazanmayı amaçladı.
Anlamamıza yardım edeceğini düşünmüştüm. Evi restore eden inşaat işçilerinin neden akıllarını yitirdiğini.
Kale,'' Merkel ve Sarkozynin açıklamalarına bakarsanız Türkiyenin ABye olan ilgisini neden yitirdiğini görürsünüz.'' dedi.
Pek çok insan, onun dengesini yitirdiğini sanıyor ama derdini anlamak için çok zeki olmak gerekmez.
Cinsel gücünü yitirdiğini sanmıştım.- Gerçekten mi? Benimle evli kaldıktan sonra?
Pek çok insan, onun dengesini yitirdiğini sanıyor ama… derdini anlamak için çok zeki olmak gerekmez.
Yağışın etkisini yitirdiğini, yerini güneşli havaya bıraktığını belirten Sağıroğlu,
kendisinde insanca duygular olmadığını bunları yitirdiğini anlayan biri.
Twitter hesabından yayımladığı mesajında 85 yaşındaki bir kadının yaşamını yitirdiğini, bununla birlikte yeni 168 vakanın olduğunu açıkladı.
Çünkü geçmişindeki bir olaya parmak basıp akıl sağlığını bu yüzden yitirdiğini söyleyecekler.
Sırbistan Başbakan Yardımcısı Miroljub Labus ile başkanı olduğu G17 Plus partisi, artık işlevini yitirdiğini söyledikleri Sırbistan-Karadağ devlet birliğinin geleceği konulu müzakerelerin başlatılması çağrısında bulunuyor.
Vahanian, çağdaş seküler kültürün, kutsal anlamın yokluğunu çekerek kutsallık bilincini tamamıyla yitirdiğini, metafizik bir amaç
Bana, yiyip içmediğini söylüyorlar. üç gündür hiçbir şey senin aklını yitirdiğini.
üç gündür hiçbir şey senin aklını yitirdiğini.
Bana, yiyip içmediğini söylüyorlar. üç gündür hiçbir şey senin aklını yitirdiğini.
Anlamamıza yardım edeceğini düşünmüştüm. Evi restore eden inşaat işçilerinin neden akıllarını yitirdiğini.