Examples of using Yok etmek zorunda in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu yüzden, hepinizi yok etmek zorunda kalacağım.
Geri çekilin, yoksa sizi ve dış görev ekibinizi yok etmek zorunda kalacağım!
Uçağı yok etmek zorunda kalacağız.
Insanları yok etmek zorunda kalmak beni üzüyor.
Bu bölgelerin hepsinde yerleşim var. Binlerce evi yok etmek zorunda kalırsın, öyle değil mi?
O gagayı yok etmek zorunda. Ve eğer kadında bu kur isteğini kabul ediyorsa.
O gagayı yok etmek zorunda. Ve eğer kadında bu kur isteğini kabul ediyorsa.
Eğer mor renkli zehirli boyayı görürlerse, onu yok etmek zorunda kalırlar.
Sizi ve türünüzü yok edecek. Ya da siz onu yok etmek zorunda kalacaksınız.
Bir şeyi, daha keşfeder keşfetmez, ondan şüphe duymaya başlıyorum ve onu yine yok etmek zorunda kalıyorum.
Kendini daha sıkı bir hale getirebilmek için kötü bir versiyonun gibi görünüyor. yok etmek zorunda kaldığın.
Kendini daha sıkı bir hale getirebilmek için kötü bir versiyonun gibi görünüyor. yok etmek zorunda kaldığın.
Bir kahraman dünyayı her kurtardığında, barışı sağlamak mümkün olur muydu? gezegenin yarısını yok etmek zorunda kalsa?
Bir kahraman dünyayı her kurtardığında, barışı sağlamak mümkün olur muydu? gezegenin yarısını yok etmek zorunda kalsa.
Onun lafını dinlemeye kalkarsan, gemiyi yok etmek zorunda kalacağım!
Bunu yapmak içinse orijinal çipi yok etmek zorunda kalacaklar ki bu ben oluyorum.
Sevgililer Gününü yok etmek zorundaydım.
Bir şeyi yok etmek zorundayım birini hakikaten muhteşem birini.
Üzgünüm. Filmi geri almak ve onu yok etmek zorundaydım.
Onu yok etmek zorundayım.