YOLSUZLUKLARI in English translation

corruption
yolsuzlukla
rüşvet
fesat
bozgun
yolsuzluk
yozlaşma
bozulma
impropriety
bir uygunsuzluk
yolsuzluk
bir durum
fraud
sahtekâr
dolandırıcı
hile
düzenbaz
bir sahtekarı
yolsuzluk
hilekar

Examples of using Yolsuzlukları in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
bir katile dönüştüğünü ve saray entrikaları ve yolsuzlukları ile baş edemediğini iddia ederek eleştirirler.
nation he turned into a murderer and was unable to cope with the intrigues and the corruption in court.
eyalet hükümetinin eylemlerini gerektiren Bilgi Edinme Hakkı Yasası( 2005), yolsuzlukları önemli ölçüde azalttı ve şikayetlerin giderilmesi için yeni yollar açmıştı.
state government acts that established vigilance commissions have considerably reduced corruption or at least have opened up avenues to redress grievances.
çağrısıyla cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki yolsuzlukları protesto etmek üzere Belgradda toplandı.
Democratic Opposition of Serbia(DOS) to protest fraud in presidential elections.
süresince kararlı bir şekilde yöneterek, organize suç ve yolsuzlukları çökertmeyi amaçladı. Ancak Jivkoviç hükümeti,
promoted offensive measures on cracking down organized crime and corruption, but his Government collapsed as a consequence of the controversial arrests,
ile ilgili bildiriler yayınlandığını, fakat sistematik bir yaklaşım benimsenmediği müddetçe ülkenin yolsuzlukları önlemek yerine bunların sonuçlarını tamir etmeye mahkum olacağını söylüyor.
the country will continue to find itself having to remedy the consequences of corruption instead of preventing it from happening in the first place, says Transparency Macedonia director Zoran Jacev in this exclusive interview with Southeast European Times correspondent Marija Lazarova.
Slagjana Taseva: Makedonyada Yolsuzluklar Değil, Gelişim Desteklenmeli.
Slagjana Taseva: Development, Not Corruption Should Be Funded in Macedonia.
Sindwhani polis yolsuzluğunu bitireceğine dair seçim vaadinde bulundu.
To tackle police corruption. Sindwhani had made an election promise.
Anladımki yolsuzluklar hakkında haberi olmayan yokmuş.
NEW YORK, SEPTEMBER, 2003 I realize everybody knew about the corruption.
Müdür Han Kang-sikin yolsuzluklarını ortaya çıkaracağını iddia ediyor.
He claims to expose Director HAN Kang-sik's corruption.
Hükümet yolsuzluğunu ortaya çıkarmak ve gölgeli şirketler, bir anlamda mantıklı.
And shady corporations, it kind of makes sense. Uncovering government corruption.
Savaş zırhı yolsuzluğunu benimle birlikte ifşa edebilirsin, Lee Dong Joon.
The bulletproof vest corruption with me, Dong Jun. You can expose.
Paramızı, polis yolsuzluğuna yatırmasak daha çok iyilik yapabiliriz.
Could do more good if we weren't wasting our money to finance police corruption.
Lütfen aylık yolsuzluğuna engel olmak için yardımcı kâtip alımını yasaklayın.
Please ban the recruitment of assistant clerks to prevent stipend corruption.
Yolsuzluklarını örtbas etmek için birini bile öldürdü.
He even killed someone to cover up his corruption.
Bu ülkedeki yolsuzlukların bitmesini istemek yanlış mı?
Is it wrong that I want to end this country's corruption?
Yolsuzluklar ve sistem üzerine size nasihat etmeye gelmedim.
I haven't come to lecture you on corruption, or the system.
Sorumsuz Siyaset ve Siyasi Yolsuzluklar 28 Haziran-8 Temmuz.
Widening Gap in Irresponsive Politics and Political Corruption 28 June-8 July.
Moriyama, Kamu Şirketi yolsuzluğuna ilişkin delilleri doğruluyor.
Moriyama corroborates evidence of corruption at Public Corp.
O FDA da etkili çünkü yolsuzluklar için onları soruşturuyor.
He's in big with the fda because he's investigating them for corruption.
Bosna Hersek Sırp Cumhuriyetindeki elektrik şirketi için hazırlanan rapor da, benzer yolsuzluklar yapıldığını ortaya koydu.
A similar report uncovered corruption in Republika Srpska's electric company.
Results: 69, Time: 0.0266

Yolsuzlukları in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English