ZAYIFLIK OLARAK in English translation

as weakness
zayıflık olarak
as weak
zayıf
güçsüz
kadar da metanetsiz

Examples of using Zayıflık olarak in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ve biliyorum ki, sen bunu zayıflık olarak falan görüyorsun ama… Tamam,
And, I know you see it as weak, or whatever, but… Okay, do what you
Çünkü diğer katiller bakıp bunu zayıflık olarak görür. Bir şarkıda dans etmek istesen de edemezsin.
You wanna dance to the song, but you can't dance, cause other killers are looking, and they will take that as weakness.
Yaptım. O da bunu zayıflık olarak gördü.
and she saw it as weakness.
Bunu zayıflık olarak algılaması. Ama iyi olmaktaki sıkıntı, bunlar gibi şerefsizlerin.
But the problem with being nice is that slags like these, I detest it, they take it as a weakness.
Bunu zayıflık olarak algılaması. Ama iyi olmaktaki sıkıntı, bunlar gibi şerefsizlerin.
They take it as a weakness. but the problem with being nice is that slags like these.
Ama sonra psikiyatrik danışma almanın diğerleri tarafından zayıflık olarak görülebileceğini söylediğinizi hatırladım. Ben de sormak istemiştim.
But I remembered you saying that for others to find out that you are receiving psychiatric help. it could be seen as a weakness I had wanted to ask you.
Bence bunu zayıflık olarak algıladı.
I think he saw it as a weakness.
Böylece Dehousse doğruca gazetelere gitti ve zayıflık olarak anlaşılabilecek her şeyi anlattı.
So Dehousse went through the newspapers and reported everything that might be seized on as a weakness.
ben gerçekten güvensiz birini gördüm ben, yani, zayıflık olarak angılanabilecek hiçbir şey göstermek istemedim,-'' All Stars 2'' ye gelerek.
in to"All Stars 2, and I saw someone who was really insecure that could be perceived as weakness, and who let that insecurity I was, like, I didn't want to do anything.
Efendim, aslına bakarsanız tahammülümüz zayıflığımız olarak anlaşılıyor. 1947, 65, 71.
In fact, sir, our tolerance was interpreted as weakness.
Yani beni zayıf olarak gördü. Sınıfta her zaman kendimi tutardım.
I would always held back in class, so he saw me as weak.
Aslında hoşgörümüzü, zayıflığımız olarak gördüler, efendim.
In fact, sir, our tolerance was interpreted as weakness.
Ancak Washington davayı zayıf olarak nitelendirdi ve elçiliği olaydan aldı.
But Washington labelled the case as weak and took the embassy off the table.
Ancak Washington davayı zayıf olarak nitelendirdi ve elçiliği olaydan aldı.
And took the embassy off the table. But Washington labelled the case as weak.
Zayıf olarak görüldüm mü? Ne kaçırdım?
Am I seen as weak? What did I miss?
Zayıf olarak görüldüm mü?
Am I seen as weak?
Zayıf olarak görüldüm mü? Ne kaçırdım?
What did I miss? Am I seen as weak?
Bence o Burkhartı zayıf olarak görüyor.
I think he sees Burkhart as weak.
Sınıfta her zaman kendimi tutardım… yani beni zayıf olarak gördü.
He saw me as weak. I would always held back in class so.
Derste hep geri durmuştum bu yüzden de… beni zayıf olarak gördü.
I would always held back in class, so he saw me as weak.
Results: 49, Time: 0.0243

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English