Examples of using Zayiat in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Zaten öldü. Bunu zayiat iadesinde gördüğümde inanırım.
Tüm mürettebat, hasar ve zayiat raporlarını hemen istiyorum.
Köyümüzden çıkan ilk askerî zayiat.
Zayiat durumu ne?
Beş, zayiat olmadığı takdirde isyana katılan herkes için af.
Zayiat riski değerlendirmelerini dinleyip bu rezaleti çözmelerine izin vereceksin.
Bana Bolzanonun zayiat listesi gerekli.
Bize zayiat değil, kolordu komutanı lazım.
Zayiat listesini gördün mü?
Zayiat raporu veriyorum.
Shockley ve kız dışında zayiat olursa… biri sorumlu olacaktır.
Zayiat oldum yani.
Zayiat ne kadar?
Yeterince zayiat verdirebilirsek, birbirlerini ezip geçeceklerdir.
Yeterince zayiat verdirebilirsek, birbirlerini ezip geçeceklerdir.
Onlar bizim için zayiat, 256 tane, diğer 150 taneside çantalarda bekliyor.
Zayiat raporunu bekliyoruz.
Merkezi isgal ettiler ama zayiat raporu yok.
Ne yazık ki zayiat artıyor.
O insan değil, zayiat.