ПРАЗНИНИТЕ - превод на Турски

• boşlukları
• boşluğu
• boşluklar

Примери за използване на Празнините на Български и техните преводи на Турски

Науката попълва празнините в знанията ни и прави мистериозното разбираемо,
Bilim bilgi boşluklarını doldurdukça, gizem daha

При новата обстновка, меката намеса, проведена чрез създаване на лични връзки на местно ниво, чрез консултативна, наблюдателска и посредническа роля, може би е необходима, за да се запълнят празнините.
Bu yeni ortamda, boşlukları doldurmak için yerel seviyede kişisel ilişkileri geliştirerek ve tavsiye, yol göstericilik, aracılık rollerine soyunarak uygulanacak yumuşak bir müdahale yöntemine ihtiyaç duyulabilir.

ще видим ако някой изпъкне или ако могат да попълнят празнините.
aralarında dikkat çeken ya da boşlukları doldurabilecek birileri var mı anlarız. Onların izini sürmek günler hatta haftalar sürebilir.

страната му няма да изпраща още военнослужещи, за да попълни празнините, предизвикани от изтеглянето на испанските военни.
ülkesinin İspanyol askerlerinin geri çekilmesiyle meydana gelen boşluğu doldurmak için ilave asker göndermeyeceğini belirtti.

някои маршрути на местни автобуси попълват празнините и това ви позволява да създадете тези преки пътища, междупространствен портал.
düzenli bir şekilde hat boyunca sıralanmıştır ve ancak o zaman boşlukları dolduran ve solucan deliğine, boyutlar arası giriş kapısının kestirme yoluna imkan tanıyan bazı yerel otobüs güzergahlarını keşfetmeye başlarsınız.

Всички пукнатини и празнини е необходимо да се запълнят.
Er köşeyi ve her boşluğu çok dikkatli doldurmak gerekir.

Само искам да знаеш, че има и друго освен Елвис, запълващо празнината.
Sadece tüm boşluğu doldurmak için Elvisten fazlası olduğunu söylüyorum.

И какви празнини точно запълнихте?
Peki hangi boşlukları doldurmuşsunuz?

Такова мислене нуждата да запълним празнината, това може да те погълне.
Bu zihniyet, boşluğu doldurma ihtiyacı… Seni tüketebilir.

Вселената не е еднородна, а има празнини, скупчвания и мехурообразни области.
Evren hiçbir şekilde düzenli değil ancak boşlukları var. Kümelenmiş, kabarcık gibi kısımları mevcut.

Мечтата е нещо, което запълва вътрешната празнина.
Hayal, içindeki boşluğu dolduran bir şeydir.

Кейт, трябва ли да попълвам всички празнини?
Kate, bütün boşlukları benmi dolduracağım?

Но това е защото не ти е нужна пиячка за да запълниш празнината в живота.
İşte olay hayatındaki boşluğu doldurmak için içkiye ihtiyacın olmamasında cereyan ediyor.

Но искам да попълниш запълниш някои празнини за мен.
Ama bazı boşlukları doldurmam için sana ihtiyacım var.

Виждате ли тази празнина там?
Buradaki boşluğu görüyormusunuz?

Да запълня ли празнината?
Boşlukları doldurmamı ister misin?

Те видяха, че забелязах празнината.
Boşluğu fark ettiğimi görmüş olmalı.

Просто се опитваме да запълним някои празнини.
Sadece boşlukları doldurmaya çalışıyoruz.

И Кейб запълни празнината.
Oluşan boşluğu da Cabe doldurdu.

И как ни се иска да запълним тези празнини в живота ни с лъжи.
Ve bu boşlukları doldurmak için hemen yalanlara başvuruyoruz.