Примери за използване на Şurubu на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Arkasında küçük ve kırmızı bir leke var. Oraya vişneli öksürük şurubu dökmüştüm.
Emmanın sadece şişenin dibindeki şurubu sevdiğini biliyorum.
Tabii, biraz muz dilimle ve şurubu ısıt.
Ya da, romanını bitirebilmek için… çocuklara ekstra öksürük şurubu içirmiş olması gibi.
Şurubu içmek zorundasın.
Mesaj Tanrının şurubu veya tablet bilgisayar da değildi.
Gözleme ve akağaç şurubu, en sevdiğin kahvaltı.
Sizin çocuğunuzda mı öksürük şurubu reklâmına katılmaya geldi?
Şurubu arabanıza koymama yardım eder misiniz acaba?
Öksürük şurubu ve çirkin karısı için kırışıklık kremi almaya gitmiş.
Pete, senin parmak izini öksürük şurubu şisesinde bulduk, Cassie McBrideın yatağının altında.
Öksürük şurubu lazım bana.
Karo şurubu ve besin boyası-- Bu sinema kanı.
Öksürük şurubu yüzünden kafam iyiydi.
Kızarmış köfte,… buzlu yeşil çay şurubu,… pilav.
Mısır şurubu yerine şeker kullanımı
yüksek meyve şekerli mısır şurubu, Amerikada ki çiftlik krizi
Burun spreyinin patenti Tallridge Laboratuvarında geliştirilmiş. Graybridgein yan kuruluşu ve öksürük şurubu da bir Graybridge ürünü.
Çikolata şurubu, gazoz ve biraz süt karışımı yapar ve içerdik.
Hafta boyunca sadece limon suyu, biber ve akçaağaç şurubu ile su içti, bazen üzerine taze sebze ekledi.