Примери за използване на Berabere на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Maç berabere.
Bu dövüşü, berabere ilan ediyorum.
Beyler, bu maç berabere.
Tamam ufaklık oyun berabere.
Eğer konuşmasaydım, çenemi kapalı tutsaydım'' Berabere'' dememiş olsaydım… O alçak hayatlarımızı mahvedemeyecekti.
Güney Doğu Londradan dövüşen, geçmişi, dövüşsüz ve galibiyetsiz, berabere yok, nakavt yok.
Eagles maçı berabere yaptıktan sonra, Giantsdan bu hamle geldi.
Kazan, kaybet ya da berabere kal kavga edip diklendiğin sürece çetesindir,
küçük atomies bir ekip ile Berabere.
Pazartesi günü geç saatlerde yapılan dördüncü turub 29-29 berabere sonuçlanmasıyla oylama beşinci ve son tura taşındı.
sevimli bir adam ve o biri büyük gişe ev film sektöründe berabere.
Tamam, berabere.
Oyun bir-bir berabere.
Berabere kaldık diyelim.
İkinci ve üçüncü berabere.
İlk seferinde berabere kalmıştık.
Bu raunda berabere diyelim.
Görüşünüşe göre berabere kaldık.
Ve bence berabere sayılırlar.
Arka sahne berabere kaldı.