Примери за използване на Besliyor на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Çünkü onlar o domuzları sadece palamutla, zeytinle ya da öyle şeylerle besliyor.
O kısmetini ararken çocuklarını kim besliyor?
Beyin hücrelerini besliyor.
Ben, onları yiyecekle beslerken, onlarda, benim ruhumu besliyor.
Babam, ben yokken onları besliyor.
Sence yazdıklarını ve çaldıklarını acı ne kadar besliyor?
Petrol ürünleri şirket canavarlarını besliyor.
Annen seni kız gibi besliyor.
Kızgınlık alevi besliyor.
Veletler kendilerini besliyor.
Mümkünse, her gün, bir bebeği kucaklarım çünkü bu beni besliyor.
İklimimizi belirliyor, bizi koruyor ve besliyor.
Bu kan damarları doğrudan tümörü besliyor.
Anne de o kanla onu besliyor, büyütüyor onu orada.
Vitellüs kesesi hala bebeği besliyor.
Annen seni neyle besliyor?
Ve köpeğini masanın altında besliyor.
Onu besliyor ve ona bakıyormuş.
Bebeğinizi sağlıklı besliyor musunuz?
İneği eliyle besliyor, şımartıyor, ona masaj yapıyor.