Примери за използване на Bulan на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Cesedini bulan sekiz kişi.
Datayı bulan kruvazör çiftlikler bulunduğunu rapor etmişti.
Kazadan sonra sizi bulan ve hastaneyi arayan Genç Ernestoydu.
Hayır ama seni burada bulan benim.
Amerikayı bulan adam zimmetine mal geçirmekten tutuklandı.
Oldukça popüler oldu. Paradise bebeğini bulan kız diyorlar.
Silahı bulan benim.
Cesedi bulan ekiple görüştüm.
Cesedi bulan kişiyi sorgulamam gerekirdi.
Yaşlı adamı bulan çocuk, onun burada karısıyla yaşadığını söyledi.
Onu bulan babamdı.
Bu Lindayı bulan öğrenci.
Brantley, çalınan notlarını az önce senin çantanda bulan adam.
Altın Bileti bulan ilk kız, maaşına ek olarak fazladan ikramiye alacak!
Seni bulan bendim.
Cesedi bulan iki kişi, hiçbir şey görmediklerini iddia ediyor. Hiç şaşırmadım.
Cesedi bulan görevli, biz buraya gelmeden ayrıldı.
Cesedi bulan komşu çocuktan hoşlandık.
Beni bulan amcam Matthew idi.
İşini ve seveceği tek kadını bulan adam kutsanmıştır.''.