Примери за използване на Dönen на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Güneş oluştuğunda da bu dönen disk aydınlanmaya başlar.
Hayata dönen ölünün işareti.
Burayı kocasına dönen bir kadın arkadaşımdan devraldım.
Neden ölümden dönen insanlar daima yaşayanlara zarar vermek istiyor?
Özellikle de yerden 244 metre yükseklikte, dönen bir restoranda.
Dönen bir şey olduğunu söyledim.
Senin gibi ölümden dönen insanlara ölülerle iletişim kurma özelliği verilir.
New Capricadan dönen adam gibi bile değilsin.
Ciddi sorunlarla dönen birçok insan var.
Afganistandan dönen cihatçılar rejimleri devirmeye çalışıyorlardı.
Mart ayıyla beraber kuzey kutbuna dönen güneş dört aylık karanlığı da sona erdirir.
Dönen emekliler kağıt üzerinde diğer yönetimden emeklilik ödemesi talep edebiliyor.
Evlerine dönen Suriyeli mültecilerin sayısı her seferinde artarak büyüyor.
Iraktan kol ve bacaklarını kaybetmiş dönen 370 asker var.
Ve farklı biri olarak dönen.
Buraya yeni dönen sadece ben değilim.
Biletleri aldın ama oradan sağ dönen kişi ben oldum.
Şaka değil, İngiltereye dönen ilk gemideydim.
Sonuçta, hikayeler dönen semazenler gibiler, çember ötesi çemberler çizerler.
Kafamın içinde dönen hikâyelerden biri, bir arkadaşım tarafından teklif edildi.