Примери за използване на Donut на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Jöleli Donut, Pastırmalı Sandviç, Wolfgang Puck.
Donut istiyorum.
Искам поничка.Sana bir kahve getireyim mi? Yanın da donut? Ya da onun gibi bir şeyler?
Да ти взема ли кафе, поничка или нещо друго?Bilmiyorum, daha önce hiç mikrodalga bir fırına donut koymuş muydun?
Не знам, някога слагал ли си поничка в микровълновата?Kahve ve donut istiyorum.
Искам кафе и поничка.Hindistan cevizi ve şurupla soslanan kızartılmış bir çeşit donut.
Пържена поничка със сироп и кокос.Bu yediğim en harika donut.
Това е най-прекрасната поничка, която съм ял.Bolca lif içeren kepekli mısır gevreğini yiyebilirsiniz veya çikolatalı donut.
Имате зърнени трици с високо съдържание на фибри и шоколадова поничка.Dinle herşey harikaydı ama donut yemeliyim.
Слушай, беше забавно, но… Имам нужда да хапна една поничка.Hadi sana donut alalım.
Тогава нека ти вземем поничка.O kız polislere donut dükkanından daha çok hizmet vermiştir.
Обслужила е повече ченгета от магазин за понички.Erkeklerin'' donut'' tab daha çok sevdiği ne vardır?
Какво обичат мъжете повече от поничките?Sokağın sağında donut dükkânı var.
Но отсреща има магазин за понички.Bir polisin donut alamaması gibi.
Нещо като ченге, останало без понички.Donut bile yiyemez.
Не понасям на понички.Donut dükkanındaki adamı eleyebiliriz.
Можем да елиминираме човека с поничките.Sağlık müfettişleri donut dükkanını mühürledi ve bedava donut dağıtıyor.
ХЕИ затварят магазина за понички и раздават безплатни Donut dükkanına kim bakıyor şu an?
Кой пази будката за понички?Donut ısmarladığın için sağ olasın.
Мерси за поничките.Donut yemeye gidelim mi?
