Примери за използване на Halinde на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Küflü bozuk paralar halinde üç dolarım var.
Karınızın ölmesi halinde tekne size kalacaktı değil mi?
Stres halinde buzdolabından uzak durun!
Çiftler halinde hareket edip, arkadaşlık sistemi kullanırlardı.
Dün gece panik halinde Naomi beni aradığında başkentte seminerdeydim.
Ayrıca kapsül halinde de bulmak mümkündür.
O serseriyi küçük parçalar halinde kesmeliyiz ve akbababların önüne atmalıyız!
Eyaletin Sırbistandan ayrılması halinde, bu para Sırp bakanlıkları arasında dağıtılacak.
Hiçbir şey sonsuza dek sürmez, evet. Her şey sürekli değişim halinde.
Hastalık halinde ya da kaza halinde ülkemizde….
Ruhu ile temaşa halinde.
Diğeri yine kaoıs halinde karanlık silik.
Örneğin, sanatçı farklı grafik görüntüleri halinde dünya görür.
Aynı sınıftan iki denizaltı inşa halinde bulunuyor.
Türk'' kelimesi bir millet halinde değildi.
Şu an burnumuzdan çok daha fazlası temas halinde.
Tek parça halinde satılacak.
Ben dahil herkes sürekli iletişim halinde olacak.
Rüyalarımızı parçalar halinde alıyoruz.
Diller zaten sürekli değişim halinde.