Примери за използване на Hapse на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Seni hapse göndermek zorunda bırakma beni!
İkimiz de hapse girersek, verici istasyonu kim kuracak?
ben kendimi bizzat hapse geri yollayacağım.
Yıl maksimum güvenlikli hapse mahkum ediyorum!
Siz ikinizi hapse tıkmam gerekirdi… ama sizi gördüğüme sevindim.
Bart, Spectatorın evraklarını düzenlediğim için beni hapse göndermekle tehdit etti.
Kendall ölüd ve sen hapse giriyorsun.
Sadece bir suçtan yargılandıklarını ve hapse gönderildiklerini söylediler.
Seçme şansım vardı;… Piyadelere katılmak ya da hapse girmek.
Adamlarımdan birinin sözüne dayanarak tutuklanır ve hapse girersiniz.
Kibar nişanlın, küçük kardeşini bütün gece hapse terk etti.
Çünkü adamlarımı, ülkelerine hizmet ettikleri için hapse göndermek üzereler.
Ama teslim olursam, hapse gidebilirim.
Kuveytte kaç defa beni hapse tıktın?
Başka bir hayatta, pek çok mücevher hırsızını hapse attım.
Erica Kravid onu kendi tasarladığım hapse kapatmaya zorladı beni.
birileri hapse girecek demektir.''.
Bu çok basit Kyle. Arabaya bin yoksa hapse geri döneceksin.
Ya ödersin ya da hapse boylarsın.
Bu yaptığın için hapse gireceksin.