Примери за използване на Incinmiş на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Mumbleın ayağı incinmiş.
Neyle suçlandığını öğrendiğinde, incinmiş ve korkmuştu.
İçeriden de incinmiş olabilir.
Dave çok incinmiş.
Fiziksel yarası yok, ama kalbi incinmiş.
yorgun, incinmiş bir gecenin ardından uyanıp da çocukların ihtiyaçları için yapılması gerekenleri yapıp yapamayacağını bilmek istiyorum.
Üzgün, mutlu, ya da incinmiş olsan da sen her zaman bizim için iyi şeyler düşündün.
Buna sevindim ama senin yerinde olsaydım incinmiş, sinirli, hatta nefret dolu olurdum.
Böylece yolunu kaybetmiş, incinmiş küçük kızı görmeyecekler çünkü sen kendini böyle görmüyorsun.
Bu aldatmacaydı çünkü dünyada Amynin incinmiş beş yaşındaki bir kız kardeş olmaktan daha çok isteyeceği tek şey özel tek boynuzlu at Amy olmaktı.
Hala kızgın ve incinmiş ama… En azından beni her zamankinden çok dinledi.
Yüzünde küçük yaralar var. Ve kolu incinmiş.
İş arkadaşım onunla ne zamandır yattığınızı sorduğunda da incinmiş gibi değil yakalanmış gibi baktınız.
Kuruluna hitaben yaptığı konuşmada, Hırvatistanın BM mahkemesinin Vukovar Üçlüsü davasında verdiği karardan'' kendisini incinmiş hissettiğini'' söyledi.
dünyada Amynin incinmiş beş yaşındaki bir kız kardeş olmaktan daha çok isteyeceği tek şey özel tek boynuzlu at Amy olmaktı. Tabi ki bu geçmişte ona mantıklı gelen bir seçenekti.
Karısı çok incindi ve kızdı. Ve bildiği tek yolla bunun mücadelesini veriyor.
Ama bugün babamız incindi diye yüreğimiz ağzımıza geldi.
Senin incindiğini görmek istemiyorum bir daha.
Onun incindiğini görmek istemem.
Hayır, Parker takımdan ayrıldı, çünkü bacağı incindi.