Примери за използване на Mesele на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Mesele, devletin yapması gereken şey yapmaması ve onu bizim yapmamız.
Çok büyük mesele! Senin ailen de.
Sarah, mesele bir oda ya da çatlak bir fincan değil.
Mesele para olunca, herkesin dini aynıdır.''.
İki mesele arasında kalacak ve bir karar veremeyeceksin.
Bütün mesele göz temasında.
O mesele mi baba?
Mesele sen değilsin. Mesele o ve Dubaku.
Mesele para değil; mesele Silahşorların şerefi.
Bütün mesele örtbas edildi.
Zrvenkovski, Kosovanın Balkanlarda çözüm bekleyen son büyük mesele olduğunu söyledi.
Ama asıl mesele şu; Eve dönmek istemiyor.
Mesele bu, değil mi?
Evet o mesele hala konuşmamışlar.
Mesele kıçta bitiyor, değil mi?
Mesele fıstık değil, kafanız. Nesneleri algılamanızla ilgili.
Ama mesele artık o bile değil.
İşte bütün mesele buraya odaklanmaktır.
Ahmadinin yakalanması iyiye doğru bir adım ama buradaki esas mesele güvenliği korumak.
Mesele benim.