MESELE - превод на Български

е
olduğunu
bir
çok
ise
değil
da
şey
peki
durumda
en
става въпрос
ilgili
konu
alakalı
mesele
bahsediyoruz
mevzu
става дума
alakalı
mesele
ilgili
bahsediyoruz
söz konusu
mevzu
sözkonusu
mevzubahis
mı bahsediyoruz
въпрос
konu
ilgili
cevap
soru
soruyu
meselesi
bir mesele
alakalı
sorunudur
проблем
problem
sıkıntı
sorun
sorunum
meselesi
derdin
bir mesele
работа
çalışmak
görev
çalışır
işe
meselesi
опира
bağlı
ilgili
mesele
dayadı
alakalı
önemliydi
за това
bu
buna
böyle
konusunda
şey için
şeyi
въпросът
konu
ilgili
cevap
soru
soruyu
meselesi
bir mesele
alakalı
sorunudur
проблемът
problem
sıkıntı
sorun
sorunum
meselesi
derdin
bir mesele
въпроса
konu
ilgili
cevap
soru
soruyu
meselesi
bir mesele
alakalı
sorunudur
проблеми
problem
sıkıntı
sorun
sorunum
meselesi
derdin
bir mesele
въпроси
konu
ilgili
cevap
soru
soruyu
meselesi
bir mesele
alakalı
sorunudur

Примери за използване на Mesele на Турски и техните преводи на Български

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Mesele, devletin yapması gereken şey yapmaması ve onu bizim yapmamız.
Става дума да направим сами онова, което държавата не прави за нас.
Çok büyük mesele! Senin ailen de.
Голяма работа- бяха ли родителите ви като.
Sarah, mesele bir oda ya da çatlak bir fincan değil.
Сара, не става въпрос за стая или пукната чаша за кафе.
Mesele para olunca, herkesin dini aynıdır.''.
Когато стане въпрос за пари, всички сме от една религия!“.
İki mesele arasında kalacak ve bir karar veremeyeceksin.
Също така може да стоите между две такива и няма да е проблем.
Bütün mesele göz temasında.
Всичко опира в контакта с очи.
O mesele mi baba?
Да, за това, татко?
Mesele sen değilsin. Mesele o ve Dubaku.
Не става дума за теб, а за нея и Дубаку.
Mesele para değil; mesele Silahşorların şerefi.
Не става въпрос за пари, а за честта на мускетарите.
Bütün mesele örtbas edildi.
Цялата работа беше прикрита.
Zrvenkovski, Kosovanın Balkanlarda çözüm bekleyen son büyük mesele olduğunu söyledi.
Косово, каза Цървенковски, е последният голям нерешен въпрос на Балканите.
Ama asıl mesele şu; Eve dönmek istemiyor.
Но въпросът е, че тя не иска да се прибере вкъщи.
Mesele bu, değil mi?
Това проблем ли е?
Evet o mesele hala konuşmamışlar.
Да, не са узрели още за това.
Mesele kıçta bitiyor, değil mi?
Всичко опира до задници, нали?
Mesele fıstık değil, kafanız. Nesneleri algılamanızla ilgili.
Не става дума за ядки, а за тренинг на мозъка.
Ama mesele artık o bile değil.
Но знаеш ли, изобщо не става въпрос за това вече.
İşte bütün mesele buraya odaklanmaktır.
Тук е съсредоточена и цялата работа.
Ahmadinin yakalanması iyiye doğru bir adım ama buradaki esas mesele güvenliği korumak.
Ареста на Ахмади е крачка напред, но главния въпрос е поддържането на безопасност.
Mesele benim.
Аз съм проблемът.
Резултати: 1645, Време: 0.1139

Най-популярните речникови заявки

Турски - Български