Примери за използване на Nefretle на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bu adamın nefretle dolması için pek çok sebebi vardı ama hiç öyle olmadı.
Nefretle yapılacak şeyler var;
Birbirimize nefretle bağlıyız.
Böyle nefretle dolu baksa bile gözlerin ne olur benden uzaklaşma.
Bu nefretle ilgili.
Bolly, yaşam nefretle değil, sevgi ile dolu olmalı.
Bu mektubu nefretle parçalamadan önce bekle.
Söylesene… ondan nefretle mi bahsediyordum… yoksa şefkatle mi?
Nefretle bahsettiğin tüm bu insanlar?
Sezara bakışın nefretle kör olmuş.
Bay Delacroix bu dünyayı kalbimde nefretle terk etmek istemiyorum.
Vücudumdaki her hücre nefretle yüklü.
Caseyin yüzündeki alaycı gülümseme gitmişti. Nefretle dişlerini sıkıyordu.
Ben dünyanın her zaman… nefretle dolmayacağını da biliyorum.
Açgözlülük insanların ruhunu zehirliyor ve dünyayı nefretle dolduruyor.
İnsanlara öfke ve nefretle bakmanı istemiyorum.
Belki de soğuk savaşın nefretle ilgisi yoktur.
Buraya geldiğimden beri bana nefretle bakıyor.
Açgözlülük insan ruhunu zehirledi, dünyayı nefretle kuşattı.